Türkiye’siz bir çözüm zor

Doğu Akdeniz’de sular iyice ısındı. Öyle böyle değil. Hakkı ve yetkisi olmayan da burada, hakkı ve yetkisini tek taraflı olarak kullanma cüretini gösteren de. Bölgedeki tahmini petrol ve doğal gaz rezervlerinin büyüklüğü; buraya ilişkin hayaller kuran ülke ve şirketlerin başını döndürüyor. Yaklaşık 3,5 trilyon metreküp doğalgaz ve 1,7 milyar varil petrol rezervi. Bu rakamlar tahmin edilen miktar. Keşfedilmemiş kısımları da olduğu muhakkak.

Rezerv büyüklüğünden ziyade bölgedeki enerji sahaları üzerinde kimin hakkı olduğu konusu daha çok ön planda. Arz güvenliği ve bu kaynakların piyasalara hangi yolla sunulacağı tartışılıyor. İlgili ülkenin kendi kıta sahanlığında yaptığı arama ve sondaj faaliyetleri makul karşılanır. Lakin; Kıbrıs Rum kesiminin başına buyruk tavırları adanın etrafını adeta bir ateş çemberine çevirmiş durumda. Dev enerji şirketleri savaş gemilerinin eşliğinde bölgede cirit atıyor.

BÖLGEDEKİ MEVCUT TABLO ŞÖYLE ÖZETLENEBİLİR:

Rum kesimi; 12’inci parselde 129 milyar metreküp doğal gaz bulma dışında şimdiye kadar bir sonuç elde etmiş değil.

İsrail ise bu parselin yakınlarında bir yerde (Tamar ve Leviathan bölgelerinde) toplam 900 milyar metreküp doğal gaz keşfi yaptı.

Doğu Akdeniz’deki en büyük keşif Mısır açıklarında yapıldı. 2015’te İtalyan Eni, Mısır açıklarındaki Zohr sahasında Akdeniz’de bugüne kadarki en büyük doğal gaz keşfini (850 milyar metreküp) yaptığını duyurdu.

Rumların tek taraflı olarak ilan ettiği sözde parsellenmiş bölgelerde attığı adımlar uluslararası hukuka aykırı bir durum. Civarındaki yer altı kaynakları Kıbrıs Adası sakinlerinin ortak zenginliğidir. Kıbrıs’ta garantör devlet olarak bulunan Türkiye, gerek Kıbrıs barış görüşmeleri sırasında gerekse diğer platformlarda adada eşit paylaşımı savunuyor.

Devamı Z Raporu Temmuz 2019 sayısında…

Dikkat çekenler...