Toplumsal hizmetler Türkiye’de de dünyada da hem kamu hem de özel kesim aktörleri tarafından veriliyor. Eğitim, sağlık, ulaştırma hizmetleri en başta akla gelen örnekler. Eğitim alanında ülkemizde hem kamu hem de özel sektör kuruluşları K12 ve üniversite hizmetleri sunuyor. Sağlık alanında ülkemizde hem kamu hem de özel hastaneler var. Ulaşım da öyle. Yarı devlet olan THY’den illerimizde minibüs ve otobüslere ve taksilere özel kesim kamu ile birlikte bu alanda rol oynuyor.
İster kamu ister özel sektör tarafından verilsin bu hizmetlerin arzının kalitesi ve miktarı kamu kesimi tarafından düzenlenmeli ve denetlenmelidir. Yani oyunun kurallarını koyan ve oyunun kurallara göre oynanıp oynanmadığını halk adına denetleyen taraf kamu kesimidir.
Taksi örneğinden başlayalım. Çoğu basına yansımadığı halde sık sık bir takım taksi şoförleri tarafından “çarpılan” turistleri duyuyoruz. Başımıza da geliyor. Taksi hizmetinin kurallara göre belli bir kalite standartı dahilinde ve uygun fiyatlarda sunulup sunulmadığını kamu kesimi denetlemelidir. Taksicilik sektörü dünyanın her yerinde bir rant alanı olduğu için Türkiye’de de iyi düzenlenmeli ve denetlenmelidir. Aynı şey ülkemizde yaygın olan özel minibüs ve otobüslere ve tabi kamuya ait otobüslerde de yapılmalıdır. Düzenleme ve denetleme güvenlik, müşteri ilişkileri, zaman uyum gibi kalite unsurları ve fiyatlama tarafında olmalıdır. Kentlerimizdeki hayat kalitesini belirleyen en önemli alan olan ulaştırma da kamunun bu düzenleyici ve denetleyici rolünü iyi oynaması çok önemlidir.
Eğitimde Türkiye özel kesim ile kamu kesiminin iş birliğinde önemli bir mesafe kat etti. K12 seviyesinde de üniversite seviyesinde de özel okullar mevcut. Devlet bu okulların kalitesini beli bir ölçüde takip ediyor. K12 seviyesinde Milli Eğitim Bakanlığı denetimler yapıyor.

Devamı Derin Ekonomi Mayıs 2018 sayısında…