Korona ile beraber, hayata ve ekonomiye devam

2020 yılı başında Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve 2 ay içinde başta Batı Avrupa ülkeleri ve ABD, Mayıs’tan itibaren ise Rusya ve Güney Amerika ülkelerini saran salgın krizi ve yol açtığı ağır can kayıpları, panik ve ölüm korkusu, bütün dünya ülkelerini ve ekonomilerini adeta bir tsunami gibi vurdu, yıktı. 27 Mayıs 2020 tarihi itibariyle, dünya genelinde 5.750.000 kişide Covid-19 vakası ortaya çıktı, 355.000 kişi öldü, 2.500.000 kişi iyileşti. Türkiye’de de 160.000 kişiye Covid-19 tanısı konuldu, 4.431 kişi vefat etti, 123.000 kişi iyileşti. Ancak çok özel bir elektron mikroskopla görülebilecek küçük ebattaki yeni tip korona virüs Covid-19 salgını ile mücadelede, birinci dalga kontrol altına alınmış görünmektedir. Türkiye, Avrupa ülkeleri, Uzakdoğu ülkeleri, ABD’de tablo böyledir. Şu anda salgının pik durumda olduğu ülkeler, Rusya, Brezilya, Meksika ve biraz da ABD’de görülmektedir. Ülkemizde bu süreçte sağlık teşkilatımız, sağlık çalışanları çok fedakarca çalıştılar. Bu çok zor süreçte Sağlık, kamu düzeni ve ekonomi cephesinde başarılı bir kriz yönetimi yapılmıştır.

Şu bir gerçek ki, Covid-19’u kesin tedavi edecek bir aşı ya da ilaç bulunmadan ve tüm insanlar aşılanmadan, Covid-19 tehlikesi ve etkileri gündemden düşmeyecektir. Geçtiğimiz Nisan sonu ve Mayıs başından itibaren Avrupa ülkeleri, Uzakdoğu ülkeleri ve tabii Türkiye’de durdurulmuş olan hayata yeniden dönüş, yani normalleşme adımları atılmaya başlandı. Çünkü bu bir zorunluluk. Salgının bulaşmasını önlemek ve sağlık sistemlerinin enfekte hastaları tedavi edebilmesi için başlangıçta hayatın durdurulması gerekiyordu. Bütün dünya ülkelerinde (İsveç ve Brezilya hariç) bu yöntem uygulandı. Hayat durunca, sosyal ve toplumsal hayat, hizmetler sektörünün büyük kısmı, ve onlara bağlı üretim ve istihdam da durdu. Ortaya çıkan üretim ve gelir kaybını, istihdam azalmasını sübvanse etmek, zaten aşırı borç yükü altındaki egemen devletlere ve hükümetlerin üzerine kaldı. Üretim ve vergi gelirleri olmadan bu tabloyu 2 aydan daha uzun süre taşımak mümkün olamazdı. Nitekim öyle oldu. Tarımsal üretim, sanayi tesislerinde imalat, tedarik ve dağıtım zincirleri hiç aksamadan, halkın ve ekonominin ihtiyaçları rahatça karşılanmıştır. Türkiye de, hemen bütün dünya ülkeleri de, aşamalı olarak normalleşme adımlarını Mayıs başından itibaren atmaya başladılar. Yeni dönemin sloganı “koronavirüs ile mücadeleye devam, kontrollü şekilde sosyal ve ekonomik hayata dönüş, maske takmak ve sosyal mesafe ile temizliğe kesin riayet” oldu.

SEL GİDER, KUM KALIR…

Türkçemizde bir atasözü var. “Sel gider, kum kalır”. Yani sel bir yeri vurduktan ve sular bir müddet sonra çekildikten sonra geriye her yer çamur tablosu ortaya çıkar. Koranavirüs salgınının birinci dalgası kontrol altına alınmışken, şu anda bütün dünya ülkelerinde ekonomideki tablo, sosyal hayattaki tablo işte böyle bir manzara arz ediyor. Hayatın, eğitim, çalışma, alışveriş, dışarıda tüketim ve tatil faaliyetlerinin tam anlamıyla normalleşip normalleşmeyeceği, ülke ekonomilerinin, uluslararası ticaret, turizm, taşımacılık faaliyetlerinin 2020 başındaki seviyelere hızlıca tekrar yükselip yükselemeyeceği iki önemli ihtimale bağlıdır; birincisi, COVİD-19’u etkisiz bırakacak bir kesin aşının ne zaman bulunacağı ve ne kadar hızlı bir şekilde yaygınlaşacağı konusudur. Aşının bulunma tarihi ile ilgili olarak bu yıl sonuna kadar diye tahmin de var, ya da en az 12-18 ay tahminleri de yapılmaktadır. İkincisi ise, aşı çalışmaları kısa dönemde somut bir sonuç vermez ise, salgında ikinci ya da üçüncü dalganın görünüp görünmeyeceği, ya da ne zaman görüneceği ihtimalidir

Devamı Z Raporu Haziran 2020 sayısında…

Dikkat çekenler...