Hariciyecilerimiz ve Türkiye’nin ekonomik menfaatleri

Diplomasi, ülkelerarası siyasî ve ticarî ilişkileri düzenlemek amacıyla kuruldu. Ülkelerin çatışan menfaatlerini savaş olmaksızın çözme gayreti ve ülkelerin ticari menfaatlerini maksimize etme gayreti diplomasiyi doğurdu. Temelde, diplomatların temel hedefi ve iştigal sahası ülkelerinin ekonomik kazanımlarını artırmaktır.

Geçenlerde, bir toplantıda karşılaştığım bir yabancı büyükelçi, OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü olarak atandığımı öğrendikten sonra bana, “Biz OSTİM’i çok seviyoruz, çünkü OSTİM’de bizim makinelerimizi satın alan müşterilerimiz var.” dedi. Bu cümlenin sahibi bir büyükelçiydi ancak bir şirketin ihracat temsilcisi gibi konuşuyordu. Nitekim, Amerika Birleşik Devletleri gibi büyük ülkelerin de büyükelçileri, bir taraftan siyasî konuları düzenlerken, diğer taraftan da ülkelerinin ihracat temsilcisi gibi çalışırlar. Amaçları kendi ülkelerinin atandıkları ülkeye mal satışını artırmaktır. İhracat artarsa, istihdam, hanehalkı geliri ve ülkenin topladığı vergiler artacaktır.
Birkaç yıldır Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen Büyükelçiler Konferansı geçen hafta gerçekleştirildi. Bu konferanslarda, Türkiye’nin meseleleri ve Türkiye’nin daha iyi tanınması amacıyla çeşitli organizasyonlar gerçekleştirilir, büyükelçilerimiz Türkiye’de toplanır ve bir haftalık bir süreç içerisinde birbirleriyle görüş alışverişinde bulunurlar. Uluslararası şirketler de ‘retreat’ adı altında bu tip üst düzey yönetici toplantıları organize ederler; bu toplantılarda şirketin stratejik hedefleri ele alınır. Amerikan Merkez Bankası (Fed) de yılda bir kez Jackson Hole toplantısı düzenler ve dünyadaki diğer Merkez Bankası yöneticilerini, akademisyenleri bir araya toplar.
Binaenaleyh, Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı bu düzenleme, dünya eğilimleri ile paralel, gerekli bir düzenlemedir. Ancak bu düzenlemenin içeriğini, büyükelçilerimizin Türk ekonomisini, ihracatını ve ekonomik yapısını, ve özellikle de sanayisinin yapısını daha iyi tanımalarını sağlayacak şekilde zenginleştirmek gerekmektedir.
Bir büyükelçinin görevi kısaca, ülke menfaatini savunmak olarak tanımlanabilir. Ülke menfaatlerinin önemli bir bölümü ise ekonomik menfaatlerden oluşmaktadır. Ekonomik savaş çığlıklarının arttığı, dünyamızda, neo-merkantilizmin giderek yükseldiği ve rekabet gücünün giderek düştüğü Amerika Birleşik Devletleri’nin, bunlara tepki olarak ticaret savaşlarını başlattığı bir dönemden geçerken, büyükelçilerimizin Türk ekonomisini yakından tanımaları daha da önem kazanmaktadır.

Devamı Z Raporu Eylül 2019 sayısında …

Dikkat çekenler...