YA BU BALONLAR PATLARSA

Erkan Öz

2008 Krizi’nde ‘Batı’ merkezli dünya finans yapısı fiilen çöktü. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Bankası – Federal Reserve (FED) para basarak sistemi kurtardı. Basılan para büyük bankalara verilerek batan bu bankalar batmamış gibi gösterildi. Yapılan bu para basma operasyonu devasa boyuttaydı. ABD; 200 küsur yıllık tarihi boyunca 2008’e gelene kadar sadece 825 milyar dolar civarında para basmıştı. Amerika’nın dev sanayi altyapısı, mega şehirler, iki tane dünya savaşı, soğuk savaş, Vietnam Savaşı, Irak Savaşı, büyük bilimsel atılımlar ve Aya İniş Projesi vs. hep bu 825 milyar dolarlık parasal tabanla yapılmıştı. Oysa 2008’de krizi olmamış gibi göstermek için ABD birkaç yılda 200 yılda bastığının dört katı yaklaşık 3.3 trilyon dolar para bastı!
FED’i izleyen diğer büyük merkez bankaları da havadan trilyonlar bastılar. Japonya Merkez Bankası parasal tabanını 2.72 trilyon dolara yükseltti! Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise Euro Bölgesi için Mart 2015’te yeni bir parasal genişleme başlattı. ECB Eylül 2016’da bitecek bu program ile en az 1.1 trilyon euro basması bekleniyor. ECB’nin parasal
abanın şu an 1.7 trilyon euroya yaklaşmış durumda. Tarihte görülmemiş bu devasa para basma operasyonlarının yeni balonlar oluşturması elbette şaşırtıcı değil. İlk akla gelen olağan şüpheliler de
dünyanın her yerinde emlak sektörü ve borsalar. Ama bu kadar ön planda olmayan fakat belki de sistemik risk açısından  çok daha tehlikeli olan bazı balonlar özellikle ‘Batı’da oluşmuş durumda.

 

shutterstock_79098160Türkiye’nin 1.5 katı büyüklüğünde eğitim balonu 
Bu balonların en önemlisi ABD’de oluşan ‘yüksek eğitim balonu’. 2008’de ABD’yi krize sokan bir emlak balonuydu. İşi veya herhangi bir geliri bile olmayan kişilere krediler verilip ev almaları sağlanmıştı. Çünkü ev fiyatlarının daima yükseleceği ve evin adeta kendi kendini ödeyeceği varsayılmıştı. Aynı durum şuanda Amerikan öğrenci kredilerinde yaşanıyor. Amerikalı öğrenciler mezun olduklarında yüksek maaşlı işler bulabileceklerini düşünerek çok yüksek borçlar altına girerek üniversitelere yazılıyorlar. Fakat evdeki hesap çarşıya uymuyor. 2008 Krizi’nden sonra ABD’de işsizlik uzun süre yüksek seviyede kaldı. Bu dönemde mezun olanlar büyük borçlara rağmen iş bulamadılar. Daha sonra işsizlik oranı düştü. Ancak bu gerileme sorunu gideremedi çünkü işsizlik oranının gerilemesinde yeni yaratılan istihdam kadar birçok kişinin iş aramaktan vazgeçip işgücü havuzunu daraltması da etkili oldu. Bu arada işsizlik oranı düşerken yüksek ücretli işlerde çalışan sayısı 2008 Krizi nedeniyle geriledi. Yüksek ücretli iş ümidiyle boylarını çok aşan kredilere giren öğrenciler ve aileleri hüsrana uğramış durumda. Tehlikenin boyutu çok büyük. ABD öğrenci kredilerinin miktarı 1999-2015 arasından yüzde 507 artışla 1.19 trilyon dolara çıktı! Türkiye’nin 1 yıllık toplam üretiminin 850 milyar dolar ABD’nin senelik üretiminin yaklaşık 17 trilyon dolar olduğunu düşünürsek sorun çok ciddi. Öğrenci kredisi taksitlerini bir yıldır ödeyemeyen Amerikalıların sayısı Temmuz 2015 itibariyle 7 milyona ulaştı. Bu toplam borçluların yüzde 17’si demek. 2009 yılında bu oran sadece yüzde 8’di. Borcunu 1 yıldan daha az süredir ödeyemeyenlerin de olduğunu düşünürsek problem burada görünenin de çok ötesinde.
Tıpkı geçmişte ev fiyatlarının hızla artması ve ev satanların çılgın paralar kazanması gibi bu balonda da aynı durum yaşanıyor. 1980’lerden itibaren 2008 Krizi’ne gelirken
ev fiyatları dört kat artmıştı oysa okul ücretleri aynı dönemde ve sonrasında 10 kat artmış durumda. Okullar öğrencilerden topladıkları bu muazzam paralar ile yöneticilerine milyon dolarlık maaşlar veriyorlar. Tıpkı zamanında ev kredilerini işsiz müşterilere satan bankacıların ödüllendirildiği gibi. Üniversiteler düşük faiz ve bol para döneminde ele geçirdikleri büyük kaynaklarla çılgın projeler de yapıyorlar. Berkeley 321 milyon dolara stadyum inşa ederken, Ohio State  Üniversitesi bin 200’den fazla inşaat projesine 243 milyon dolardan fazla para akıtıyor. Texas Eyaleti’nde yer alan Tarant County College ise üçte bir fiyata bitirebileceği bir tesise 192 milyon harcaması ile konuşuluyor. Ağır öğrenci kredisi ödemeleri doğru dürüst yüksek ücretli iş bulamayıp freelance işlerle ömür dolduran ABD’li gençlerin bellerini büküyor. Gençler evlenemiyor, ev ya da araba gibi başka borçlara giremiyor; gelir getirebilecek başka ciddi iş yatırımları yapamıyorlar. Böylece trilyon dolarlık ‘yüksek eğitim balonu’ şimdiden ABD ekonomisinin yavaş gitmesine sebep oluyor. Öğrenci kredileri ödenemediği gün ise üniversitelerin çoğu batacak. Yüz binlerce öğretim görevlisi ve üniversite idari çalışanı işsiz kalacak. 2008 Krizi’nden ofislerini boşaltan bankacıları hatırlayın. Böylece zaten basılan 3.3 trilyon dolara rağmen bir türlü düze çıkamayan ABD ekonomisi yeni bir deflasyonist darbe alacak ve belki de domino etkisi ile sistemik bir krizin tetiği çekilmiş olacak.

Devamı Derin Ekonomi Aralık Sayısında….

Dikkat çekenler...