AB’YE BREXIT’TEN SONRA İKİNCİ DARBE İTALYA KRİZİ EURO BÖLGESİNİN GELECEĞİNİ TEHDİT EDİYOR

Avrupa Birliği, bölgenin lokomotif ülkesi Almanya ve ikinci büyük ekonomisi Fransa liderliğinde, 2008 ve 2011 krizlerinin etkilerini atlatmaya çalışırken, ilk darbe Brexit’le İngiltere’den gelmişti. Bugünlerde ise İtalya’da yaşanan ve birkaç ay süren hükümet krizi birliği zorluyor. Akla hemen şu soru geliyor: İngiltere çıkabiliyorsa İtalya veya diğer ülkeler neden çıkamasın? Bu ve benzer soruların gündemden düşürülmesi ve AB’nin varlığını devam ettirilmesi için, İtalya’nın kısa süre içinde sağlam bir siyasi temel üzerinde ekonomisini düzeltmesi gerekiyor. İtalya tarihinde ilk kez siyasi veya ekonomik kriz yaşamıyor ancak İngiltere’nin bölge ülkelerine birliğin bekası adına kötü örnek olması mali piyasalar, euro ve Avrupa Birliği’nin geleceği adına endişeleri artırıyor.

Beste Naz Köksal

Her şey Brexit’le başladı. Avrupa Birliği kuruluşundan itibaren çeşitli siyasi anlaşmazlıklarla ve ekonomik krizlerle karşılaşmış, Brexit’e kadar da bunları atlatabilmişti. Ne zaman ki Birleşik Krallık’ın bir parçası olduğu Avrupa Birliği’nden ayrılıp ayrılmamasının sorulduğu bu referandumda halk ülkelerinin ayrılması yönünde yüzde 52 oranında oy kullandı ve Brexit konusunda karar kılındı, diğer ülkelerdeki popülist aşırı sağ yaklaşım dalgası yükseliş gösterdi. Bu tanıma uyan son yükselişi ise İtalya’da gördük. İtalya’da yapılan 4 Mart Genel Seçimlerinde sağ ve sol kurumsal partiler hüsrana uğradı, sandıktan yüzde 37 ile popülist Beş Yıldız Hareketi (M5S) birinci çıktı. Sağ ittifaktaki Lig Partisi (eski Kuzey Ligi) ise yüzde 17,4 oy aldı. Bu sonuçlar İtalya açısından çok şaşırtıcı oldu. Çünkü İkinci Dünya Savaşı yıllarından bu yana popülistler bu kadar yüksek bir oy oranı elde edememişlerdi. Her iki parti, genel seçimlerden yaklaşık 2,5 ay sonra bir koalisyon hükümeti kurmak üzere anlaştı. ‘Değişim hükümeti’ olarak adlandırılan koalisyonun başbakan adayı hukuk profesörü Giuseppe Conte olmuştu. Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’nın başbakan adayı Conte’ye hükümet kurma görevini vermesiyle birlikte herkes listenin güvenoyu alarak bir iki hafta içerisinde göreve başlamasını bekliyordu. Fakat koalisyon ortaklarının oluşturduğu listede ekonomi bakanı olarak Paolo Savona isminin geçmesi deprem etkisi yarattı. 81 yaşındaki ekonomist ve politikacı Savona, geçmişte İtalya Merkez Bankası’nda yöneticilik yapmış, 1990’lı yıllarda Sanayi Bakanlığı görevinde bulunmuş, 2005-2006 yılları arasında da Berlusconi hükümetinde görev almıştı. Savona, Maastricht Antlaşması ve AB’nin ortak para birimi Euro’ya yönelik sert eleştirileriyle tanınıyor. Dünyada da özellikle Avrupa Birliği içerisinde Brexit’in ardından hortlayan dağılma tehlikesi nedeniyle cumhurbaşkanı Mattarella, Savona ismini veto etme kararı aldı ve gerekçe olarak “İtalya’nın Euro’dan çıkmasına neden olabilecek bir çizginin destekçisi olarak görülmeyen bir ismin getirilmesini istedim” açıklamasını yaptı.

POPÜLİST PARTİLER CUMHURBAŞKANINA SAVAŞ AÇTI

Cumhurbaşkanı Mattarella’nın ekonomi bakanlığı için düşünülen ekonomist Savona’yı veto etmesiyle hükümet kurma girişimleri çöken Beş Yıldız Hareketi (M5S), Mattarella’nın sürece “kesin müdahalesi” nedeniyle “Anayasanın 90. maddesi çerçevesinde suçlanması ve azledilmesi gerektiğini” dile getirdi. İtalyan Anayasasının söz konusu 90. maddesi, “Cumhurbaşkanının, vatana ihanet ve anayasayı ihlal durumları dışında, görevini yürüttüğü sırada yaptığı işlemlerden sorumlu tutulamayacağını, bu hallerde de parlamento tarafından müşterek oturumda üyelerin mutlak çoğunluğuyla itham edilebileceğini” söylüyor.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Temmuz 2018 sayısında…

 

Dikkat çekenler...