Yeni Ortadoğu’da Soğuk Savaş’ın tasfiyesi

ORTADOĞU’DA SİYASİ DENGELER HIZLA DEĞİŞİYOR. ABD BAŞKANI TRUMP’IN SON BÖLGE ZİYARETİNDE WASHINGTON’IN BÖLGEDEKİ EN YAKIN MÜTTEFİKİ İSRAİL’İ PAS GEÇTİ. DIŞ GÜÇLERİN BÖLGEDEKİ APARATI OLAN TERÖR ÖRGÜTÜ PKK KENDİNİ FESHETTİ. ABD VE AVRUPA BİRLİĞİ, SURİYE’Yİ HEDEF ALAN YAPTIRIMLARI KALDIRACAĞINI AÇIKLADI. TÜM İŞARETLER ORTADOĞU’DA SOĞUK SAVAŞ PARADİGMASININ TASFİYESİNE VE YENİ BİR BÖLGESEL DİNAMİĞİN DOĞUMUNA İŞARET EDİYOR.

SERNUR YASSIKAYA

Modern Ortadoğu, tarihsel olarak derin çatışmaların, dış müdahalelerin ve istikrarsızlıkların pençesinde kalmış bir bölge olarak anılıyor. Ancak son dönemde yaşanan gelişmeler, stratejik öneme haiz bölgenin yeni bir dönemin eşiğinde olduğunu gösteriyor. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması ve 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması sonucu, Soğuk Savaş denklemi ilk olarak Avrupa’da bozuldu. Bu dönemde Avrupa’nın ABD’nin güvenlik şemsiyesinin de varlığı sayesinde bir refah adası görünümü elde ederken, eski Demir Perde ülkelerinin de Avrupa Birliği çatısında üye olduğu görüldü. Aynı dönemde, Uzak doğuda Çin, ekonomik gelişim modelini küreselleşme dalgasının verdiği güçle hızla geliştirmeyi başardı. Pekin yönetimi ekonomik modelini, Şi Cinping ile birlikte siyasi ve askeri alanlarda ABD’ye karşı rakip bir hegemon güç konumuna ulaştı. Latin Amerika, Washington’ın arka bahçesi olmaktan çıkarken, sömürgeci güçlerin tahakkümü altındaki Afrika da kendisi için yeni açılım yolları buldu. Soğuk Savaş’ın sona ermesinin nimetlerinden faydalanamayan tek bölge ise Ortadoğu oldu. Aksine 1990 Körfez Savaşı’yla başlayan yeni dış müdahale, iç savaş, suikastlar, İsrail yayılmacılığı gibi süreçler, bölgenin küresel çapta yaşanan ekonomik zenginleşme sürecinin dışında kalmasına sebep oldu. Aradan geçen 35 yıllık süre sonunda Ortadoğu üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanan Soğuk Savaş düzeninin tasfiyesine şahit oluyoruz.

TRUMP’IN DENKLEMİ DEĞİŞTİREN ZİYARETİ

ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleştirdiği ziyaret, bölgedeki siyasi dengelerin hızla değiştiğinin ilk işaretlerini verdi. Bu ziyaret, hem bölge ülkelerinin hem de dünya kamuoyunun dikkatini çekti. Trump’ın ziyaretinin en dikkat çeken yönlerinden biri, İsrail’i göz ardı etmesi oldu. Bu, ABD’nin Ortadoğu’da müdahaleci politikalarını terkettiğini ve daha pragmatist bir politikanın şekillenmekte olduğunun ve özellikle İsrail ile olan ilişkilerdeki anlayışın değişebileceğinin bir göstergesi olarak değerlendirildi. Trump, aynı zamanda Suriye’ye yönelik yaptırımların, Tel-Aviv’in itirazlarına rağmen kaldırılacağını açıkladı. Bu durum, Ortadoğu’da eski hesapların kapanmaya başladığını ve yeni bir dönemin kapılarının aralandığını gösteriyor.

SURİYE’DE YENİ DÖNEM

8 Aralık 2024’te Beşar Esed rejiminin devrilmesi, Suriye’de 60 yıldan uzun süredir devam eden Baas Partisi yönetiminin sonunu işaret etti. Bu gelişme, Ortadoğu’daki statükoyu sarsarak, bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirdi. Özellikle İsrail ve İran gibi aktörler, Esed rejiminin düşmesiyle bölgesel güç dengesi önemli oranda değişti. Bu noktada Sovyetler Birliği döneminden beri Esed rejimine verdiği destekle bölgeye nüfuz eden Rusya varlığı da 8 Aralık sonrası minimize edildi. Bu bağlamda, ABD ve Avrupa Birliği (AB), Şam’a yönelik yaptırımları kademeli olarak hafifletmeye başladı. ABD yönetimi, Suriye’deki geçiş sürecine destek olmak amacıyla insani yardımlar üzerindeki yaptırımları ilk etapta 6 aylığına hafifletmeyi planlıyor. Bu adım, su, elektrik ve temel insani yardım malzemelerinin teminini kolaylaştırmayı hedefliyor. Avrupa Birliği de 14 yıldır uyguladığı yaptırımları enerji, havacılık ve finans sektörlerinde kaldırma kararı aldı. Bu adım, Suriye ekonomisinin yeniden ayağa kalkmasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Suudi Arabistan, Katar, Türkiye ve Irak gibi bölge ülkelerinin de Şam’daki yeni yönetime verdiği destek, ülkede siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması için bölgesel bir uzlaşı olduğunu ortaya koymakta.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE’NİN ANLAMI

Bölgedeki bu gelişmelere paralel olarak, Türkiye’nin terörle mücadelede kaydettiği kazanımlar sonucu terör örgütü PKK’nın kendini fesh ettiği açıklaması ve “Terörsüz Türkiye” hedefine doğru atılan önemli adımlar dikkat çekiyor. PKK’nın son açıklaması, 45 yıldır süregelen terör sorununa son verileceği umudunu güçlendiriyor. Bunun yanında Türkiye’nin bölgede elde ettiği başarılar, bölge ülkeleri arasında iş birliği ve ticaretin artacağı, terörün yerini daha sağlam ve barışçıl bir ekonomik düzenin alacağına yönelik sinyaller veriyor.

İSRAİL ARTIK HAYDUT DEVLET

Ortadoğu’nun yeni dönemine damgasını vuracak bir diğer önemli unsur ise İran ve İsrail’in bölgedeki rolü. Bu iki ülke, uzun yıllardır birbirlerine karşıt politikalar izlemiş ve bölgedeki istikrarsızlığı körükleyen önemli aktörler olmuşlardır. İsrail’in Filistin’de uyguladığı soykırım ve işgal politikaları Tel-Aviv’i haydut devlet statüsüne sokarken, saldırgan politikalarıyla bölgesel istikrar ve barışı tehdit eden bir örgüte dönüşmüş durumda. İçin ciddi bir engel teşkil ediyor. Bu durum, bölgenin istikrarsızlığını artıran temel faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Ancak, Ortadoğu’daki yeni paradigmada, bu iki aktörün de pozisyonlarını değiştirmeleri gerektiği görülüyor. İran’ın ekonomik yaptırımlar nedeniyle zor bir dönemden geçtiği, aynı zamanda içerideki sosyal ve politik baskıların arttığı bir dönemde olduğu bir gerçek. İsrail ise, eski müttefikleriyle olan ilişkilerinde farklı bir yaklaşım benimsemek zorunda kalabilir. Batı hegemonyasının doğudaki bir kolu olmak amacıyla Siyonizm tarafından kurulan İsrail hem uluslararası hem de bölgesel olarak dışlanan bir parya yapıya hızla dönüşüyor. Ortadoğu’daki yeni güvenlik anlayışı, İran ve İsrail’in denklem dışında kalması sonucunu doğurabilir. Soğuk Savaş’ın bölgeden tasfiyesinin en büyük etkisi Filistin topraklarındaki İsrail işgalini sona erdirecek gelişmelerin hiç beklenmeyen bir hızla gerçekleşmesini doğurabilir.

Devamı Z Raporu Dergisi Haziran 2025 sayısında…

Dikkat çekenler...