SAVAŞMADAN HÜKMEDEN ORDULAR DÜŞÜNCE KURULUŞLARI

Yazdıkları senaryolarla ülkeleri savaşa sokuyorlar, savaştan çıkarıyorlar. Uluslararası ekonomiye yön veren dev şirketlerin başındaki liderlerin akıllarını çeliyorlar… Siyasi partilerin yükselişine ve çöküşüne yön veren stratejiler önce onların aklından çıkıyor… Süper güçler arasında yaşanan soğuk/sıcak savaşların gidişatını onlar belirliyor: Düşünce Kuruluşları, nâm-ı diğer think tank’ler.

Kadriye Nilgün Teker / Yakup Kocaman 

Pensilvanya Üniversitesi Sivil Toplum Programı tarafından 2007 yılından bu yana her yıl açıklanan The Global Go To Think Tank Endeksi, dünyadaki tüm think tank kuruluşlarını yakın takibe alarak birçok kritere göre inceliyor. Onları uluslararası, bölgesel ve yerel düzeyde etki güçlerine göre derecelendiriyor. Profesör James McGann’ın başkanlığında yürütülen araştırmaya dünyadan bin 900’den fazla uzman ve analist katkı sunuyor.

2016 Global Go To Think Tank Endeksi Raporu’na göre, dünyadaki think tanklerin yüzde 55’i Batı’da. Ancak trend başka bir yerde şekilleniyor. Son 10 yılda Asya’da açılan düşünce kuruluşlarının sayısında adeta patlama yaşanıyor. 2008 yılında Kuzey Amerika ve Avrupa’daki think tank sayısı o günden 2016’ya kadar yüzde 2,89 artışla 3.701’e çıkarken, aynı dönemde dünyanın geri kalanındaki think tank sayısı 1.871’den 3.145’e çıkarak yüzde 41 arttı.
Batı dışı dünyadaki düşünce kuruluşu artışında başı çeken Asya kıtasındaki ülkeler oldu. Asya’daki kurum sayısı bu dönemde yaklaşık iki kat artışla 653 adetten 1.262 adede yükseldi. Bu artışta başı çeken ülke ise Çin oldu. Çin 2008’de 74 adet düşünce kuruluşuna sahipken 2016’da bu sayı yaklaşık 6 kat artışla 435’e çıktı. Çin böylece, 1.835 think tanki bulunan ABD’den sonra dünyada en fazla think tanka sahip olan ülke konumuna yükseldi.
James McGann’a göre, Batılılardaki genel kanı Çin’de her şeyin devlet tarafından kontrol edildiği yönünde, ancak bu gerçeği tam yansıtmıyor. Zira ülkede sayıları katlamalı şekilde artan düşünce kuruluşları, aslında, resmi olmayan nüfuz kanalları olarak hareket ederek devletin siyasi ve ekonomi politikalarına yön veren yöneticileri üzerinde etkili oluyor.

Dünyada 7 bine yakın düşünce kuruluşunun büyük bir bölümü 1980 sonrasında kuruldu. Küreselleşmenin hızlandığı, teknolojideki hızlı gelişmeler sonucu hükümetlerin bilgi üzerindeki tekelinin
kırıldığı, hükümet dışı aktörlerin devletler üzerinde etki ajanlığı yapmak istediği bir dönemde tüm karar vericiler açısından ‘doğru zamanda, doğru kişiler tarafından, doğru tarzda hazırlanmış bilgi’ye olan aşırı ihtiyaç, think tanklerin temel kuruluş motivasyonunu oluşturuyordu. ABD’deki think tanklerin dörtte birinin sadece başkent Washington’da bulunması, bu kuruluşların ve onları fonlayanların siyaset kurumu üzerindeki etki gücü için bir araç olduğunun göstergesi değil mi?

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Haziran 2017 sayısında….

Dikkat çekenler...