MERKEZ BANKALARINI ANLAMSIZLAŞTIRACAK TEKNOLOJİ BLOCKCHAİN

Dünyada ne zaman kriz çıksa belirsizlikten kaçmak isteyenler dolara hücum ederdi. Trump-Kim kapışması tüm dünyayı tedirgin edince bu sefer belirsizlikten kaçanların ilk durağı sanal paralar
oldu. En meşhur sanal para Bitcoin’in fiyatı Ağustos’ta yüzde 60 artışla 4 bin 500 dolara kadar çıktı. Dünya çapında dolaşıma giren sanal paraların adedi bin 65’e ulaşırken piyasa değerleri toplamı
da 140 milyar doları aşıyor. Bu tutar, Azerbaycan ve Bulgaristan ekonomilerinin toplamından daha büyük.

Devletlerin para basma tekelini kıran, merkez bankalarının finansal sistem üzerindeki otoritelerini yıkan, para transferlerinde komisyonu sıfıra indirerek bankalara ihtiyacı ortadan kaldıran
bu sanal paraların ardında nasıl bir teknoloji yatıyor? Tüm sanal paralara temel teşkil eden blockchain (blokzincir) teknolojisi nasıl işliyor? Şirketler ve devletler blockchain çağına nasıl hazırlanmalı?

Yakup Kocaman

Eylül 2008’de Amerikan yatırım bankası Lehman Brothers’ın büyük bir gümbürtüyle iflas etmesinden sadece 6 hafta sonra, 9 sayfalık bir akademik makale internette sessiz sedasız dolaşıma girmişti. Makalenin başlığı şuydu: Bitcoin: Bir Kişiden Kişiye Elektronik Peşin Ödeme Sistemi (“Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System”). Makaleye atılan imza şöyleydi: Satoshi Nakamoto, satoshin@gmx.xom, www.bitcoin.org.
Sonradan uydurma bir isim olduğu anlaşılan ve halen esrarını koruyan Satoshi Nakamoto makalede açıkça, 2008 krizine neden olan finansal sisteme meydan okuyordu. Güveni suistimal eden bankaların ve yatırım kuruluşlarının kullandığı aracılık sistemini yerden yere vuran makale, ticaret yapacak iki tarafa üçüncü kişi olarak güvenilir taraf hizmeti veren bankalara aslında gerek olmadığını haykırıyordu. Halen bitcoin.org/bitcoin.pdf adresinde yayında olan makale, sanal paraya temel teşkil edecek blockchain teknolojisinin nasıl çalıştığını ortaya koyuyordu. Nitekim ilk sanal para Bitcoin adıyla Ocak 2009’da bitcoin.org sitesinde ilan edildi.
Aradan geçen 8 yılda sayıları bin 65’e ulaşan ve piyasa değerleri toplamı da 144 milyar dolara çıkan sanal paraların belirli bir patronu yok, CEO’su yok, üst düzey yöneticileri de yok. Sadece, açık kaynak kodlarını geliştiren ve belirli düzeyde para üzerinde söz sahibi olan geliştiriciler grubu var. Blockchaine dayalı tüm paralar, veri blokları halinde tutulan ve çözülmesi çok zor olan matematiksel bulmacaları tahmin etme esasına dayanıyor. Kişisel bilgisayarlara dahi kurulabilen veri madenciliği programı sürekli çalışarak bloklar halinde duran bulmacayı tahmin edecek matematiksel tahminler üretiyor. Bulmacadaki onlarca adet harf ve rakamı doğru bilen ilk bilgisayarlar elektronik para ile ödüllendiriliyor. Sanal para madenciliği kısaca böyle işliyor.
Bugün, dolaşımdaki Bitcoinlerin piyasa değeri 70 milyar doları aştı. Geçen sene Eylül ayında 9.7 milyar dolardı. Bir yılda 7 kat arttı. Eylül 2012’de bir adet bitcoin 11 dolardan alınıp satılıyordu ve toplam piyasa değeri de 110 milyon dolardı. Beş senelik getirisini dünyada hiçbir yatırım enstrümanı sağlayamazdı: tam 618 kat.
Buna, kamuya açık bir veritabanı ya da muhasebe defteri de diyebiliriz. Herhangi bir bilgisayara ya da cep telefonuna kurmak bedava. Akıllı telefona indirilen bir uygulama ya da bilgisayara kurulan bir elektronik cüzdan uygulaması sayesinde, sadece isim, kullanıcı adı ve şifre ile bitcoin gibi yüzlerce farklı sanal paradan herhangi biri alınıp satılabiliyor.
Sistem hayata ilk geçtiğinde bilgisayarlarını kripto bulmacaları çözmeye tahsis eden sanal madencilere sanal para ödeniyordu. Ama kimse biriken Bitcoinlerin ne işe yaracağını bilmiyordu. Hatta, 2011 yılında birkaç pizza satın almak için 10 bin bitcoin ödenmişti. Pizzacı, o bitcoinleri hala elinde tutuyorsa muhtemelen artık pizzacılık yapmasına gerek kalmamış olabilir. Çünkü o bitcoinlerin bugünkü değeri sağdan 6 sıfırlı dolarlar seviyesinde

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Eylül 2017 sayısında….

Dikkat çekenler...