Yeni finansal düzenleyici ve denetleyici mimar

Yeni üç yıllık ekonomik program açıklandı. Finansal istikrarının devamı için gerekli yasal ve teknik altyapı kurulması planlanıyor. Tüm bunları etkin bir biçimde sağlayacak ve koordine edecek şekilde finansal mimari yeniden dizayn edilmesi amaçlanıyor. Finansal sistemin düzenlemesi ve denetiminin yeni bir yapı ile sürdürülmesi anlamına geliyor. Mevcut yapı da bankacılık sisteminin denetimi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yapılıyor. Bu kapsamda, bankalar, finansal holding şirketleri, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri BDDK’nın denetimi altında faaliyet göstermektedir. Sermaye piyasalarının düzenlemesi ve denetimi ise Sermaye Piyasası’nın kontrolü altındadır. Sigortacılık sektörünün düzenlemesi ve denetimi ise Hazine ve Maliyet Bakanlığı tarafından gerçekleştirmektedir. Düzenleme ve denetim de mevcut parçalı yapı uzun yıllardır tartışma konusu olmuştur. 2000 yılı Ağustos ayında BDDK kuruluna kadar bankacılık sektörünün denetimi Hazine Müsteşarlığı’na bağlıydı. Tasarruf Sigorta Fonu (TMSF), Merkez Bankası bünyesindeydi. 1999 yılında 4389 sayılı Bankacılık Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile BDDK ve TMSF gibi iki kurum faaliyetlerine başlamış oldu. Bankacılık sisteminin ayrı bir üst kurul tarafından düzenlenmeye ve denetlenmeye başlamış olması sektör açısından son derece önemliydi. Asıl tamamlayıcı adım ise 5411 sayılı bankacılık kanunu ile oldu. Özel Finans Kurumları, Katılım Bankası adıyla faaliyetlerini sürdürmeye başladı. Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri’nin denetimi BDDK tarafından yapılmaya başlandı.
TEK Mİ ÇOK DÜZENLEYİCİ KURUM MU?
Bugünkü geldiğimiz nokta da ülkemizdeki finansal sistemin düzenlenmesi ve denetimi iki temel görüş üzerinde şekilleniyor. Birinci görüş bankacılık, sermaye piyasası ve sigortacılık faaliyetlerinin ayrı kurullar tarafından düzenlenmesi ve denetlenmesi gerektiği savunuluyor. Temel argüman, birbirinden farklı üç yapının tek bir açtı altında toplanacak bir kurul tarafından yönetilmesini çok zor olacağı yönünde. Böyle bir durumda sektörel odaklanmanın güç olacağı ve bazı sektörlerin gelişimin sağlıklı olmayacağı görüşü hâkim.

Devamı Derin Ekonomi Ekim 2018 sayısında …

Dikkat çekenler...