Parasal canlandırılmanın sürdürülmesindeki saçmalık

Dünya çapındaki ekonomi kurmayları bir hayli endişeli. Büyüme düşüyor ve gidişat daha da düşeceği yönünde. Borç ise tüm zamanların en yüksek seviyesinde ve 2007-08 krizinden bu yana 57 trilyon dolar daha artmış durumda. İronik olarak büyüme düşüşüne faiz oranlarının tarihsel dip seviyeleri ile emtia fiyatları da aşırı düşük bir seyri eşlik ederken, enflasyonun ise izine rastlanmıyor. Teorik olarak böyle bir durumun yaşanmaması gerekiyordu.

Görünen o ki dünya kendisini bir köşeye kıstırdı. Buradan bir çıkış yolu da yok, en azından kolay bir yol. Aslında merkez bankalarının da elinde mantıklı bir çıkış için bir ipucu yok. Tıpkı tüm yöntemleri deneyen doktorların başka çare kalmayınca hastalarını komada tutarak vücudun kendini savunacağı gibi bir umut aşıladığı gibi, merkez bankacıları da dünyanın yumuşak bir iniş yapmasını umuyorlar. Çoğu ise bu duruma nasıl düştüğümüzü kavramaya çalışıyor.

Suçun büyük çoğunluğu, gevşek para politikaları ya da basitçe büyüme yanlısı politikalar için parasal taraftaki canlandırmaya fazla güven duyulmasından kaynaklanıyor. Büyümeyi artırmak amacıyla intibak politikaları her ne kadar mantıklı görünse de, parasal canlandırmaya ve bunun uzun süreli uygulamasının kötü sonuçlara yol açması kaçınılmazdır. Friedman’ın ünlü sözünde belirttiği gibi “Ekonomide beleşe öğle yemeği diye bir şey yoktur.” Her şeyin bir bedeli olmalıdır. Ancak bunu merkez bankacıları, özellikle gelişmiş ülkelerdekiler unutmuş görünüyor.

Devamı Derin Ekonomi Mayıs Sayısında …

 

Dikkat çekenler...