Nerede kalmıştık?

Bundan dört yıl önceydi. Türkiye’nin son yarım asırda ekonomik parametreler bakımından en parlak dönemini yaşadığı günlerdi. Faizler yüzde 4,6 ile dip seviyeye inmiş, borsa tarihi rekorlarla 93 bin seviyesini aşmış ve Türkiye üst üste çıktığı büyük projelerin ihaleleriyle bütün dünyanın dikkat kesildiği bir güç merkezi olmuştu. 2009’daki küresel krizi en az hasarla atlatan bir ekonomiydik. 2011’de Çin’in ardından dünyanın en büyük ikinci büyümesine imza atmış bir ülke olarak yoluna devam ediyordu Türkiye. Sanayileşme hamlesi yıllarında gördüğü en iyi ekonomik potansiyeldi bu. Yıllarca kapısında para dilendiğimiz IMF’ye borcumuzu ödemiş olarak ayak ayak üstüne atma rahatlığına kavuşmuştu. ‘Artık seninle yeni bir stand-by anlaşması yapma gereği görmüyorum’ duruşuyla yoluna devam ediyordu.

Ama birilerinin bu tabloya tahammülü yoktu. Ne yapıp edip bu yükseliş durdurulmalıydı. Bunun için önce ‘gezi olayları’ organize edilip sahnelendi. Mayıs 2013’un son haftasında başlayan olaylar günler, aylar sürdü. Ekonomik başarılarıyla konuşulan Türkiye maskeli, eli taşlı/sopalı ve yakıp yıkan sokak görüntüleriyle konuşuldu. Kanatlarını iki yana açmış, büyük yolculuğa uçuş hazırlığı yapan güzelim ülkeyi bambaşka görüntülerle gündemdeydi artık. Yatırımcının gelmekten çekindiği, turistin can güvenliğinden endişe duyduğu bir atmosfer oluşturmak için karalamalar yaptılar.

Bu yetmedi… Peşinden 17/25 Aralık girişimleri oldu. Birbiriyle zerre kadar bağlantısı olmayan bir takım garip iddialar ‘bir torba soruşturma’ mantığıyla piyasa sürüldü. Amaç belliydi; hükümeti devirmek. Ağa babaları böyle istiyordu. Güçlü iktidar gitmeli yerine IMF’ye muhtaç, yüksek faizle sömürülen bir Türkiye’ye dönüş için yapılmadı mı bunlar?

Bu da olmadı tabi… 7 Haziran seçimlerinin ardından ‘olması imkansız’ bir muhalefet bloğu oluşturma gayretleri başladı. Az daha bir koalisyonla tanışıyorduk 2015’in yaz sıcağında. 1 Kasım seçimlerinin sonucuyla Türkiye rahat bir nefes aldı. Ekonomi yeniden büyüme trendine girdi derken; son kozlarını oynadılar. Türkiye’yi esir almak için 15 Temmuz darbe girişimiyle son kozlarını oynadılar. Ancak bu kez milli irade duvarına tosladılar. Türkiye’nin geçen yılki büyümesini 1-2 puan aşağıya çekse de son hamleleri de boşa çıkmıştı artık.

Devamı Derin Ekonomi Mayıs 2017 sayısında …

Dikkat çekenler...