KSS’niz çöpe gitmesin!..

Kurumsal ve sosyal sorumluluk (Corporate Social Responsibility) diye İngilizce’den dilimize tercüme edilmiş olan kavram, aslında Osmanlı toplumunda ve de İslamiyette, Batı’nın bu işlerden haberi yokken uygulanıyordu. Bizdeki ahilik teşkilatı ve vakıf anlayışı, Hristiyan Batı’nın rönesansta keşfetmeye başladığı (mesenlik, Medici Ailesi vb.) itibar ve ticari boyutta kavradığı yaklaşımın çok daha derinliği ve hikmeti olan yapısıydı.
Tanzimatla beraber bizde başlayan batı hayranlığı ve kopyacılığı kapitalizmin en sofistike ürünü olan iletişim ve marka yönetimi konusunda toplumsal duyarlılığın kullanımı konusu 1990’lı yıllardan sonra kurumsal ve sosyal sorumluluk (KSS) olarak iletişimin pek çok disiplininde baş tacı edildi.
Bilindiği üzere bizim toplum kendisine yabancı olan şeyleri satın almıyor. İkna olmuyor. Bu nedenle de milletin ortak ruhî şekillenmesine genellikle uymayan, batıdan ‘kopyala-yapıştır’ alınmış örneklerle, insan, zaman ve para kaynağı boşa giden, dostlar alışverişte görsün misali, bizim de bir sosyal sorumluluk faaliyetimiz olsun diye yapılan, iletişim anlamında ‘çöpe giden’ pek çok ‘boş’ yatırım alıp başını gitmiş durumda.
Bu durumu en iyi belgeleyen örneklerden biri hiç şüphesiz Türkiye’de GFK’nın bir dergi için samimiyetle yapmış olduğu bir araştırmada ortaya çıkmaktadır. Hani, şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatın söyler misali bu belgeyi mutlaka okumakta yarar var. Türkiye’nin ciddî araştırma şirketlerinden GFK, en başarılı toplumsal sorumluluk projelerini belirlemek için şıklar sıralamış ve deneklere sormuş…
Şimdi lütfen hiç üşenmeyiniz… Bu listeyi mutlaka okuyunuz ve kendinize sorunuz: Bunların içinden sizce kaçı amaca hizmet etmiştir kaçı boşa harcanmış insan, zaman ve para kaynağı oluşturmuştur? O halde biz kendimize nasıl bir sosyal sorumluluk projesi geliştirmemiz lazım?

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Nisan Sayısında…

Dikkat çekenler...