CIBAFI GENEL SEKRETERİ DR. ABDULİLAH BELATİK: KÜRESEL ÇÖZÜM İÇİN İSLAMİ FİNANS BENİMSENMELİ

İSLAMİ FİNANS, 2023 İTİBARİYLE 4 TRİLYON DOLARI AŞAN BİR BÜYÜKLÜĞE ULAŞTI. ÖNÜMÜZDEKİ 3 YIL İÇİNDE 6,7 TRİLYON DOLAR BÜYÜKLÜĞE ULAŞACAĞI TAHMİN EDİLEN SEKTÖRDEKİ SON GELİŞMELERİ DEĞERLENDİREN İSLAMİ BANKALAR VE FİNANS KURUMLARI GENEL KONSEYİ (CIBAFI) GENEL SEKRETERİ DR. ABDULİLAH BELATİK, KÜRESEL SİSTEMDE İSLAMİ FİNANSIN DAHA ÇOK EDİNEBİLMESİ İÇİN ŞERİAT’A UYGUN DÜZENLEMELERİN UYUMLAŞTIRILMASI VE ULUSLARARASI FİNANS KURULUŞLARI ARASINDA FARKINDALIĞIN VE KABULÜN ARTMASI GEREKTİĞİNİ BELİRTİYOR.

KADRİYE N. TUNÇSİPER

İslami finansın küresel finans piyasasındaki yeri nedir? İslami bankacılığın finans alanındaki önemi nedir?

İslami bankacılık, geleneksel bankacılığa etik bir alternatif sunduğu için küresel finans sektöründe çok önemli bir yere sahiptir. Finansal kapsayıcılığı, etik yatırımları ve sosyal adaleti vurgulayarak sürdürülebilir finansal ürünler arayan farklı bir müşteri kitlesini kendine çekmektedir. Küresel İslami finans sektörü, 4 trilyon doları aşan ve 2027 yılına kadar 6,7 trilyon dolara ulaşması beklenen varlıklarıyla, özellikle Orta Doğu, Güneydoğu Asya ve giderek artan bir şekilde Avrupa ve Kuzey Amerika’da hızla büyümektedir.

İslami finans, varlığa dayalı finansmana odaklanarak ve spekülatif uygulamalardan kaçınarak özellikle finansal krizler sırasında istikrar ve dayanıklılık göstermiştir. Yetersiz hizmet alan kesimler için ürün ve hizmetler sunarak finansal kapsayıcılığı teşvik etmekte ve böylece daha geniş ekonomik kalkınma hedeflerini desteklemektedir. İslami finans hakkında farkındalığın geliştirilmesi, İslami finansın sunduğu değerin, etik özelliklerinin ve ekonomik istikrar ile sosyal adalete yaptığı katkıların ortaya konması için elzemdir.

“TÜRKİYE’NİN İSLAMİ FİNANS MERKEZİ POTANSİYELİ YÜKSEK”

Türkiye’nin bir İslami finans merkezi olma potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye, çeşitli faktörler nedeniyle İslami finans merkezi olma konusunda önemli bir potansiyele sahip. Avrupa ve Asya arasında köprü oluşturan stratejik coğrafi konumu, çeşitli yatırımcıları ve finans kuruluşlarını cezbediyor. Türkiye’nin büyük Müslüman nüfusu ve zengin İslami mirası, Şeriata uygun ürünler için güçlü bir iç talep yaratmaktadır. İstanbul Finans Merkezi’nin (İFM) kurulması da dâhil olmak üzere hükümetin destekleyici politikaları, İstanbul’u katılım finansmanı odaklı küresel bir finans merkezi olarak konumlandırmayı amaçlamaktadır.

Ayrıca, Türkiye’nin gelişmiş ve çeşitlendirilmiş bankacılık sektörü, sektörün büyümesine katkıda bulunan bir dizi Şeriat uyumlu ürün sunan birkaç yerleşik katılım bankasını içermektedir. Türkiye’nin güçlü ekonomisi ve uluslararası İslami finans kuruluşlarına aktif katılımının yanı sıra küresel standartlara uyum sağlama çabaları, İslami finans merkezi olma potansiyelini daha da güçlendirmektedir. Türkiye’ye yakın Orta Asya ve Afrika’daki gelişmekte olan pazarlar da Türkiye’nin İslami finansın yaygınlaştırılmasında önemli bir rol oynaması için önemli fırsatlar sunmaktadır.

İslami finans alanında yaşanan zorluklar nelerdir? Bu zorlukların üstesinden gelmek için neler yapılması gerekiyor?

İslami finans sektörü, yetki alanları arasında tutarsız yasal düzenlemeler, rekabetçi bir ortam ve etkin risk ve likidite yönetimi ihtiyacı gibi çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır. Şeriata uygunluğu sağlarken gelişen piyasa taleplerini karşılamak için sürekli inovasyon ve ürün geliştirme gereklidir. Bir diğer kritik zorluk ise insan sermayesinin geliştirilmesidir; sektörün hem finans hem de İslami finans ilkeleri konusunda bilgili yöneticilere ve üst düzey liderlere ihtiyacı vardır. Bu zorlukların üstesinden gelmek için yasa koyucular, finans kurumları, Şeriat âlimleri ve sektör paydaşları arasındaişbirliğine dayalı çabalar gerekmektedir. Mevzuat düzenlemelerinin güçlendirilmesi, piyasa bilincinin artırılması, sürdürülebilirlik ve inovasyonun teşvik edilmesi ve insan sermayesi gelişimine yatırım yapılması, İslami finansın küresel finans ortamına sorunsuz bir şekilde entegre edilmesi için elzemdir.

Yapılan birçok çalışmanın gösterdiği gibi İslami finans, küresel finans sisteminde krizlere daha dirençli. İslami finans sistemi küresel finans sisteminde yaşanan sorunlara bir çözüm olabilir mi?

Varlığa dayalı finansman ve etik yatırımlara verdiği önem nedeniyle İslami finans sisteminin dayanıklılığı, küresel finansal istikrarsızlığa çözüm sunabileceğini göstermektedir. Çoğu ekonomist, finansal istikrar ve ekonomik ve sosyal kalkınma için en iyisinin öz sermaye finansmanı olduğu konusunda hemfikirdir. İslami finans, risk paylaşımını teşvik ederek ve spekülatif balonlardan kaçınarak sistemik riski azaltabilir. Ancak küresel bir çözüm olarak etkili olabilmesi için yaygın bir şekilde benimsenmesi, Şeriata uygun düzenlemelerin uyumlaştırılması ve uluslararası finans kuruluşları arasında farkındalığın ve kabulün artması gerekmektedir.

Finans alanında sürdürülebilirlik konusu son yıllarda daha fazla öne çıktı. İslami finans alanında sürdürülebilirlik konusunda yapılan çalışmalar nelerdir?

İslami finans, fonları yeşil girişimlere yönlendirerek sürdürülebilirliğin teşvik edilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. CIBAFI İslami Finans Kurumları için Sürdürülebilirlik Rehberi, operasyonlarda ve finansal karar alma süreçlerinde çevresel hususları vurgulayan beş sürdürülebilirlik ilkesini ana hatlarıyla belirtmektedir. Bu ay ve önümüzdeki ay, CIBAFI sürdürülebilirlik ve ürün geliştirme konularında küresel profesyonel sertifikasyonlar başlatarak sürdürülebilir finans konusundaki kararlılığını daha da ileriye taşıyacak. Ayrıca CIBAFI, İslami bankaların portföylerinin ve varlıklarının karbon ayak izini ölçmek için bir araç sunarak küresel iklim değişikliği çabalarına katkıda bulunmuştur. Araştırmalar ayrıca çevre dostu projelerin ve yenilenebilir enerjinin finansmanı için yeşil sukuk (belirli bir varlık havuzu tarafından finanse edilen Şeriat’a uygun menkul kıymetlerdir) ‘u ve Zekat ve Vakıf gibi İslami sosyal finans araçlarının yoksulluğun azaltılması ve toplumsal kalkınmadaki rolünü de incelemektedir. Bu çalışmalar, İslami finans ilkeleri ile sürdürülebilir kalkınma hedefleri arasındaki uyumu vurgulamaktadır.

Devamı Z Raporu Dergisi Haziran 2024 sayısında…

Dikkat çekenler...