Koronavirüs sonrası Avrasya’nın enerji konularına genel bakış

Bu ayki yazımda Pekin’den başlayıp yavaş yavaş Brüksel’e doğru giderek Avrasya’nın enerji konularına genel bir bakış sunacağım. Ayrıca, Çin’in Rusya ve Orta Asya ile ilişkilerinin doğasını ve enerjinin bu ilişkilerdeki rolünü ele alacağım.

Bu ilişkiler, koronavirüsün neden olduğu ekonomik şoktan önce de sorunlu olup, Çin-Rusya ilişkileri, Pekin’in 2001 yılında yapılan anlaşmadan beklediği stratejik işbirliği düzeyine ulaşamadı. Askeri işbirliği artık daha fazla ilerleyemeyecek duruma gelmişken, Rusya kendisinden daha zengin ve teknolojik olarak daha ileride olan Çin karşısında sadece bir hammadde tedarikçisine dönüştüğünün farkında.

Öte yandan, Rusya’nın Sibirya’nın Gücü boru hattı projesi de sorun teşkil ediyor. Çin’in doğal gaz ithalatı talebi, ekonomik düşüş ve artan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı nedeniyle azalırken, başta Türkmenistan olmak üzere doğal gaz tedarikçileri bunun etkilerini hissediyor. İstatistikler yenilenebilir enerjinin Çin’in toplam enerji üretiminin dörtte birinden biraz fazlasını oluşturduğunu, ve bunun büyük çoğunluğunun hidroelektrik kaynaklardan elde edildiğini gösteriyor. Çin’in ve genel olarak tüm Avrasya’nın krizden çıkışı ABD dolarının küresel rezerv para birimi olarak rolünün tartışılmaz olduğunu kabul etmelerine bağlıdır. En azından hayatımızın geri kalanında dolar bu pozisyonda kalmaya devam edecektir. Salgının ekonomik ve finansal sonuçları, kripto paraların, altın, avro ve yuandan hiçbirinin yeterli miktarda bulunmadığını veya rezerv para birimi olmak için dünya çapında yeterince güvenilmediğini göstermektedir.

Devamı Z Raporu Temmuz 2020 sayısında…

 

 

Dikkat çekenler...