Katar’ın nihai zaferi

Katar’a Suudi Arabistan öncülüğünde uygulanan ablukanın kalkması, hem bu gözü pek Arap Körfezi ülkesi, hem de sağduyu açısından gerçek bir zaferdir.
Katar’ın Türkiye’ye, sağladığı gıda ve su ihracatından ve Suudi Arabistan öncülüğünde olası bir saldırıya karşı askeri güçlerini konuşlandırmasından dolayı büyük bir minnet borcu var. Ülke aynı zamanda İran’a abluka devam ederken sağladığı gıda kaynakları için de şükran borçlu.
ABLUKANIN KALDIRILMASI
4 Ocak 2021’de Katar ve Suudi Arabistan, Kuveyt ve ABD’nin arabuluculuğunda krizi çözme kararı aldı. 5 Ocak 2021’de Suudi Arabistan’ın el-Ula şehrinde gerçekleştirilen Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) zirvesinin ardından imzalanan anlaşma ve nihai bildiriyle, kriz sona ermiş ve Katar üzerindeki abluka kaldırılmış oldu.
Söz konusu diplomatik kriz 5 Haziran 2017’de Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır’ın Katar’la diplomatik ilişkilerini keserek ülkeye ait uçak ve gemilerin hava sahasını ve deniz yollarını kullanmasını yasaklaması ve Suudi Arabistan’ın ülkenin tek kara geçişini kapatması ile başladı. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon, Katar’ın teröre destek olduğu yönündeki iddiaları, Al Jazeera televizyonunu ve İran’la ilişkilerini ablukanın ana nedenleri olarak göstererek, ülkenin üyesi olduğu KİK üyeleriyle 2014 yılında imzaladığı bir anlaşmayı ihlal ettiğini savunurken, Katar bu iddiaları yalanladı. Sonuçta İran ve Katar, dünyanın en büyük açık deniz sahası olan dev Kuzey / Güney Pars gaz sahasını paylaşmakta olup, üretim ve sondaj çalışmalarında işbirliği yapmaktan başka alternatifleri yok.
Üç yıldan fazla bir süredir abluka uygulayan Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon, iddialarını destekleyecek en ufak kanıt bile sunmadı. Bu, koalisyonun gittikçe daha başarılı ve iddialı hale gelen Katar’ı zayıflatmakta başarısız olduğunu kabul etmesi anlamına geliyor. Bazı koalisyon üyelerinin Katar’ı istikrarsızlaştırma girişimleri, dönemin emiri Hamed bin Halife es-Sani’yi devirmek için yapılan bir darbe girişiminin Katar istihbarat servisi tarafından engellendiği Şubat 1996’ya kadar uzanıyor. Katar emiri, demokratik yollarla seçilmiş bir meclis ve aynı yılın Kasım ayında Al Jazeera haber ağının kurulmasıyla sonuçlanan basın özgürlüğünün radikal bir şekilde güçlendirilmesi de dahil olmak üzere önemli reformlar yapmıştı. Ancak bu tür özgürlükler, Katar’ın bölgedeki rakipleri için potansiyel olarak istikrarı bozucu adımlar olarak görülüyordu.
Devamı Z Raporu Şubat 2021 sayısında…

Dikkat çekenler...