Hz. Muhammed’i çok seviyoruz

Gündem çok ağır. Dünyada Covid-19 salgınının ikinci dalgası her ülkede rekor kıran vaka sayıları ile ağırlaşırken, riskin daha çok arttığı kış mevsimine yavaş yavaş girmekteyiz. Korona salgınının insan ve toplum hayatında yol açtığı zayiat yanında, ülke ekonomileri ve dünya ekonomisinde üretim ve ticarette yol açtığı büyük daralma ve belirsizlik durumları ile mücadele edilmektedir.

Tam böyle bir dönemde uzun bir süredir batıda, ABD ve batı Avrupa ülkelerinde,  İsrail’le birlikte pişirilen İslam alemini, Müslüman halkları, İslam inancını kıskaca almaya, boyun eğmeye, teslim olmaya zorlayan çirkin planlar kumpaslar bütün hızıyla devam etmektedir. Çünkü son 150 yıldır dünyada askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel hegemonya kuran batı için, 1945-1990 yılları arasında kıyasıya mücadele ettiği Sovyetler Birliği güdümlü komünist bloku yendikten sonra, 1990’dan itibaren yeni hedef İslam inancı, İslam inancını temsil eden değerler ve savunan kitleler olmuştu. 1993’te Somali, Afganistan, 1992-1995 arasında Bosna-Hersek, 1994’te ve 1999’da Çeçenistan, 1999’da Kosova, 2003’te Irak’ta milyonlarca Müslüman’ın hayatını kaybettiği saldırılar, soykırımlar, 1992’de Cezayir iç savaşı, 1993’te Azerbaycan toprağı Dağlık Karabağ’ın işgali, Filistin’de İsrail’in acımasız işgali ve eylemleri, 2011’den buyana Suriye, Yemen, Libya iç savaşları, bu dönemin somut acı gerçekleri oldu. Hollywood yapımı bazı sinema filmlerinin senaryoları, daha 1990’ların hemen başında İslam’a karşı batı kaynaklı bu savaşın öncü işaretlerini vermekteydi. 1990’lı yıllarda batıda bu doğrultuda kullanılan kavram köktendincilikle (fundamentalizm=entegrizm) mücadele idi. İlerleyen yıllarda İslamofobi propagandasına yani İslam korkusuna ağırlık verildi. 11 Eylül 2001’de New York’taki terör eyleminden sonra, Cihadcı terörle savaş kavramını kullanmaya başladılar. Daha sonraki yıllarda İslami terörle mücadele, daha sonra da İslam’la mücadele kavramını kullanmaya başladılar. Bu arada, güya İslam için mücadele ediyormuş görüntüsü altında, esasında Batılı istihbarat örgütlerinin kurup, kadrolarını yetiştirdiği El Kaide, Daeş, El Şebab, Boko Haram gibi değişik bölgelerde değişik isimler altında terör faaliyeti yapan örgütlerin eylemleri, Batı’daki anti-İslam algısına hizmet etti geçen on yıllar boyunca.

Devamı Z Raporu Kasım 2020 sayısında …

Dikkat çekenler...