SOSYAL ADALETiN YENiDEN TESiSi

Türev piyasalarla kontrolsüz bir güce dönüşen küresel finansın, büyüyen borçlar ve çekilen krediler üzerinden yarattığı acımasız sisteme karşı İslami finans ve bu konuyu çalışan akademisyenler çare arayışında. Sosyal adalet, gelir eşitsizliği gibi dünya ekonomisinin akut problemlerine İslami ekonomi enstrümanları ile yeni ve kalıcı çözümler aranıyor…

Özlem Has

shutterstock_233846608

İslam ekonomisi tarihte Müslümanların ortaya koymuş olduğu tecrübe ile bugün küresel ekonominin karşı karşıya kaldığı problemleri daha o zaman çözmüş ve çok büyük imparatorluklara siyasal yapılara ilham olmuş bir sistem. Sistematik olarak 20’nci Yy’ın sonlarına kadar daha çok sosyal adalet, mülkiyet, gelir dağılımı gibi alanlara dönük çalışmalar son 25-30 yıldır faizsiz bankacılık olarak adlandırılan yeni çerçevede daha finansal boyut kazandı. Bugün ise İslami ekonominin tamamen reel iktisadi verilere dayalı olması nedeniyle küresel sistem içindeki finansal tıkanıklığı, bunalımı, çözebilecek potansiyele sahip olduğu düşünülüyor. Bunun en sağlam gerekçelerinden birisi olarak, İslami finansın modelinin 2008’de baş gösteren küresel mali krizden etkilenmemiş olması gösteriliyor.
Konvansiyonel bankacılığın köklü ve gelişmiş olduğu Birleşik Krallık ve Lüksemburg’un İslami finans sektörüne ilgisi giderek büyüyor. Diğer Avrupa ülkelerinde henüz aynı düzeyde olmasa da ticari ilgi giderek artıyor. İstanbul Üniversitesi’nde geçtiğimiz ay gerçekleştirilen 4’üncü İslam Atölyesi için İstanbul’u ziyaret eden İslami ekonomisinin duayenleri de bu gerçekliğin altını çiziyor. Floransa Üniversitesi’nden Dr. Valentino Cattelan, mevcut birçok ekonomik sorunun çözülmesi için İslami finansın gerekli ve dünya ekonomisi için bir fırsat olduğunu söylüyor. Cattelan “Bu gelişim sadece Müslüman ülkeler için değil, aynı zamanda dünya ekonomisinin kendisine de çok etkili olacak” diyor. Irkçılığın yükselmesi ile islamofobinin de arttığı Avrupa’daki önyargının “İslami” kelimesi üzerine yoğunlaştığına dikkat çeken Cattelan “İnsanlar bu alanın sağlayacağı avantajlardan haberdar değiller. Ama akademik kariyer yapan insanlar arasında her geçen gün bu konuya yönelenlerin sayısı artıyor” diyor.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Mayıs sayısında…

Dikkat çekenler...