Bir çağ salgını bu…

Ürkütücü olduğu kadar ilginç ve geleceğe epey tortu bırakacak günlerden geçiyoruz. Kim bilir, belki de Nuh’un gemisinin güvertesindeyiz, belirsiz suların ortasında sürüklenip gidiyoruz.

İnsanoğlunun uzun tarihi boyunca yaşadığı sayısız kırılma anlarından bir yenisini yaşıyor olabiliriz. Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkıp kısa süre içinde küresel bir pandemiye dönüşen yeni tip korona virüsü, nam-ı diğer COVID-19, arkasında eski salgınlar kadar devasa ceset yığınları olmasa bile, tarihin yönünü değiştirmeye yetecek bir psikolojik enkaz bırakabilir.

ZİHİNSEL BİR PARADİGMA KAYMASI

Son salgın her şeyden önce, zihinsel bir paradigma değişikliğini beraberinde getirecek gibi görünüyor. Yaşananlar ve duyulan
kaygılar, eski kuşakların dünyaya bakışlarını yeniden biçimlendirmekle kalmıyor, yeni nesillerin dünya ve gelecek asavvurlarını
da hiç beklenmeyen ve hesaplanmamış istikametlerde formatlıyor olabilir.

Dünya bundan sonra daha fazla küreselleşmeye de yönelebilir, daha fazla içe kapanmaya da. İnsanlığın tüm fertlerinin aynı gezegende yaşadığı gerçeğini iliğine kemiğine kadar hissedip idrak ettiği bu emsalsiz günler, radikal bir globalleşmeyi zorlayacak zihinsel bir dönüşüm başlatabileceği gibi, salgının çok uzaması ve yarattığı hasarın büyümesi, güvenlik ve hayatta kalma güdüsüyle, ulusal sınırlara daha fazla kapanmayı da beraberinde getirebilir.

Yaşanan dönüşümün geçici ve kalıcı pek çok yan etkisi de görülecektir -ve aslında görülmeye başlandı bile. Petrol fiyatlarındaki dramatik düşüş ilk emarelerden biri oldu. Tek tek ülke ekonomileri ciddi kayıplar yaşıyor. Salgının şiddetini muhafaza etmesi durumunda dünyanın uzun sürecek bir küresel resesyona gireceğini söylemek, bir tahmin olmaktan çoktan çıktı. Borsalar düşüş rekorları kırarken, lokomotif endüstriler peş peşe üretime ara veriyor. Salgının şiddetini muhafaza etmesi durumunda
dünyanın uzun sürecek bir küresel resesyona gireceğini söylemek, bir tahmin olmaktan çoktan çıktı. Borsalar düşüş rekorları kırarken, lokomotif endüstriler peş peşe üretime ara veriyor. Salgının küresel ekonomik maliyetinin en az birkaç trilyon doları bulabileceğine ilişkin karamsar senaryolar telaffuz ediliyor. Salgının Çin’den çıkıp dünyaya yayılması, küresel tedarik zincirini de sorgulamaya açtı. Virüsün Çin’in en önemli üretim ve lojistik üslerinden biri olan Wuhan’da ortaya çıkması, Çin mallarına dönük şüphe ve endişeleri artırdığı gibi, bu ülkeden gelen ara mallarla ayakta duran pek çok şirket ve endüstriyi de zora soktu. Salgından sonra ekonomi dünyasında en çok konuşulacak meselelerden biri, global tedarik zincirinin çeşitlendirilmesi
olacak kesinlikle.

TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜM HIZLANIYOR

Salgın, teknoloji cephesinde tarihi hızlandırmış durumda. Yıllardır, dijital enformasyon teknolojilerinin yükselişiyle,
gittikçe daha fazla sayıda insanın evinde ya da en azından ofis dışında çalışabileceği ve hatta çalışacağı söylenip dururdu;
korona virüs salgını, bu ‘gelecek rüyasını’ -istenildiği şekilde olmasa da- bir anda gerçeğe dönüştürdü. Böyle bir dönüşüm,
ilişkilerimizden gündelik alışkanlıklarımıza, ücretlendirme biçimlerinden sosyal güvencelerimize kadar birçok konuda -olumlu
veya olumsuz- neticeler doğurabilir. Uzaktan istihdama paralel bir eğilim de, eğitim alanında karşımıza çıkacak gibi görünüyor.

Salgının bir diğer teknolojik sonucu ise, parayla kurduğumuz ilişkide ortaya çıkıyor. Virüsün fiziki para yoluyla da bulaştığının
fark edilmesinden ve biraz da evlere kapanmamızdan sonra uzaktan alışverişin ‘mecburen’ yaygınlaşmasıyla, dijital
ödeme daha çok insan tarafından tercih edilmeye başlandı. İnsanların sosyal mesafe hassasiyetlerinin arttığı, herkesin temastan pür dikkat kaçındığı bir zamanda alışverişte kredi kartı kullananlar ise daha fazla temassız ödeme yapar oldular.
Bir çağ geçişinin eşiğinde olabiliriz. Beden ve akıl sağlığınızı muhafaza edebilirseniz bol bol not alın, gelecekte anlatacak epey ilginç hikaye yaşayacağız bugünlerde.

Dikkat çekenler...