Batının Çin’le ayrışma çabaları gelişmekte olan piyasalara fayda sağlayabilir

En azından son 20 yıllık dönemde, Batılı firmalar Çin’de var olmayı emsallerine göre belirgin bir rekabet avantajı olarak görmüş olsa da, şimdilerde her şey değişiyor. Öyle ki, Çin teknoloji anlamında kaderini kendi kontrolü altına almaya çalıştıkça, Amerika ve Avrupa’nın ülkeye dair kaygıları artıyor. Çin, düşük maliyetli ve düşük katma değerli temel malların üreticisi olduğu dönemde Batının ucuz tüketim ürünleri ihtiyacına uyuyordu. Ancak söz konusu ülkenin değer zincirinde yükselmesi ve “Made-In-China 2025” politikası kapsamında ileri teknolojiye hâkim olma ve onu yerelleştirme hedefini açıklamasıyla birlikte, Batının tepkisini çekmeye başladı. Zira özellikle yapay zekâ, 5G, yarı iletkenler, havacılık ve biyoteknoloji gibi kilit sektörlerde Batı ile teknolojik anlamda aynı seviyeye ulaşmaya çalışan bir Çin, Batılı politika yapıcılar için kesinlikle kabul edilebilir değildi. Dolayısıyla gümrük vergisi uygulamasıyla başlayan süreç, başta ZTE ve Huawei gibi Çinli teknoloji devlerine karşı doğrudan yaptırımlarla devam etti.

Bir zamanlar eski ABD Başkanı Donald Trump’ın stratejisti olarak görev yapan Steve Bannon 2018’de yaptığı bir açıklamada ABD’nin Çin ticaretine aşırı derecede bağımlı olduğunu ve bu durumdan “ayrışmaya” çalışması gerektiğini savunmuştu. Jeopolitik gerilimin arttığı bu dönemde, Avrupalıların da koroya katılmasıyla ayrışma anlatısı yeni bir boyut kazandı. Şayet yeteri kadar ilgi görürse, bu ayrışma dünyanın gelişmekte olan piyasaları için büyük bir değişim vaat ediyor. Rakamlar ve dolayısıyla çıkarlar çok büyük. Zira 2020’de ABD ile Çin arasındaki toplam ticaret hacmi 615 milyar dolardı. ABD’nin Çin’e ihracatı yaklaşık 165 milyar dolar iken, Çin’den yaptığı ithalat yaklaşık 3 katı olup 450 milyar dolara ulaşmıştı. Aynı yıl Çin ile AB arasındaki toplam ticaret hacmi ise 709 milyar dolar olarak kaydedildi. 2020 itibariyle Çin, AB’nin ana ticaret ortağı olarak ABD’nin yerini aldı. Bu rakamlar göz önüne alındığında, yeniden kurulacak herhangi bir rekabet ortamı gelişmekte olan piyasalara büyük faydalar sağlayabilir.

Devamı Z Raporu Ocak 2023 sayısında…

Dikkat çekenler...