Covid-19 salgınında 2 yılı geride bıraktık. Başlangıçta salgının Asya bölgesi ile sınırlı kalacağı beklenirken, tüm dünyayı etkisi altına alması yeni problemleri de beraberinde getirdi. Avrupa’da salgının 4. dalgası başladı. Yüksek aşılama oranına rağmen birçok ülkede yeni tedbirler alınmaya başlandı. Salgının gelişmiş ülkelerde etkisini devam etmesini konunun uzmanları virüsü mutasyona uğraması olarak açıklıyor.
Aşılı olanlar salgına yakalansa dahi karantina sürelerinin uygulanması ekonomik faaliyetlerde aksamaya devam etmesine neden oluyor. Salgın dönemine baktığımızda birçok işletme kısıtlamalar nedeniyle faaliyetleri ya sürdürmedi yada düşük kapasite ile çalışmak zorunda kaldı. Salgın döneminde belirli aralıklarda her ne kadar kısıtlamalar kaldırılsa da üretim tarafındaki aksamalar büyük problem olmaya devam ediyor. Tam olarak soruna teşhis koymamız gerekirse arz ve talep tarafında muazzam bir dengesizlik söz konusu. Belirsizliğin halen devam ediyor olması tüketicinin ve üreticinin satınalma ve üretim planlaması negatif etkiliyor. Yakın dönem küresel ekonomi böylesine uzun süreli devam eden krizle karşılamamıştı. Sonuç olarak kıymetli metaller, petrol ve gıda fiyatları dünyada hızlı yükselmeye devam ediyor. Başta ABD ve Almanya olmak üzere birçok ülkede uzun yıllardır görülmeyen enflasyon ile karşı karşıya. Böyle bir tablonun, tüketiciler ve üreticiler için ortaya çıkardığı büyük riskler var. Konu sadece salgınla sınırlı da değil. Örneğin birçok ülkede otomotiv sektöründe elektrikli araçlara hızlı dönüşümün yaşanıyor olması çip krizine neden oldu. Başta otomotiv olmak üzere birçok tüketici elektroniği sektöründe çip krizi yaşanıyor.
Devamı Z Raporu Aralık 2021 sayısında…