Bu yazıyı kaleme aldığım Ağustos ayı ortalarında Türkiye’miz, ABD’nin almış olduğu hakkaniyetsiz ve saldırgan kararlarla dalgalanan bir ekonomik sürecin içinden geçiyor. Yaşanan ilgili gelişmeler karşısında Asya’dan Avrupa’ya çeşitli ülkelerin Türkiye ekonomisine yönelik verdiği sözlü destekler ise bu noktada dikkat çekiyor.
Bu bağlamda şüphesiz, Türkiye’nin söz konusu ülkelerle geliştirmiş olduğu, ekonomiden güvenliğe uzanan çok boyutlu işbirlikleri ve entegrasyon kritik bir husus… Türkiye ekonomisinin istikrarı, neticede yakın çevre başta olmak üzere pek çok ülke için mühim bir mesele… Bununla birlikte, yükselen uluslararası sesin temelinde, aslına bakılırsa Trump yönetimindeki ABD’nin son zamanlarda dozunu tehlikeli seviyelere çektiği başına buyruk ve hadsiz geniş çaplı kararların yer aldığını söylemek mümkün.
Göreve gelmesinin hem öncesinde hem de sonrasında dünyayı düzen bozucu söylemleriyle çalkalayan Başkan Trump’ın Türkiye’ye saldırmadan önce özellikle İran özelinde yaptığı ve yıllar süren uluslararası çabaları boşa çıkaran baskı, Avrupa ile ilişkilerinin gerginleşmesini de beraberinde getirdi. AB ile ticaret konusunda da bilindiği gibi lafını esirgemeyen Trump’ın Çin’i öncelikli olarak hedef alan korumacı saldırıları da, bu kapsamda planlanmış bir patikada ilerliyor.
Devamı Derin Ekonomi Eylül 2018 sayısında…