100. yılında üreterek yükselen Türkiye

Büyük hedefler koyduğumuz o tarih geldi çattı sonunda, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına girdik. 2023 adına yakışır bir yıl olmaya da hazırlanıyor. On yıllardır hasret kaldığımız pek çok ilke bu özel yılda kavuşuyoruz. En önemli ilkleri de enerjide yaşayacağız. Milli maden ve enerji politikasının meyvelerini artık 2023’te toplayacağız. Karadeniz’de kendi sismik ve sondaj gemilerimizle, kendi mühendislerimizle arayıp keşfettiğimiz toplamda 710 milyar metreküplük doğalgaz 2023’te karaya ulaşacak ve sisteme dahil olup kullanılmaya başlanacak. Bir yandan da Türkiye doğalgazın ticaretinin yapıldığı bir hub haline geliyor. Bu zamana kadar enerjide bir köprü özelliği taşıyan Türkiye artık, bir ticaret merkezi haline geliyor. 2023’ün sonlarına doğru Akkuyu Nükleer Santrali’nin ilk ünitesi devreye girecek. Tüm bunlar Türkiye’nin bir yandan enerjide dışa bağımlılığını azaltırken bir yandan da enerji arz güvenliğinde elini güçlendiriyor. Enerji faturasının azalacak olması Türkiye’nin cari dengesini de daha sürdürülebilir bir hale getirecek. Bugün enerji ve altını dışarıda tuttuğumuzda Türkiye cari fazla veren bir ülke. Enerjide edindiğimiz bu avantajlar Türkiye Ekonomi Modeli’nin işleyişini de kolaylaştıracak. Zira üretim, yatırım ve istihdama dayalı Türkiye Ekonomi Modeli’nde hedef kalıcı olarak cari fazlaya geçmek. Böylece kısa vadeli dış finansmana olan ihtiyacı da tamamen ortadan kalkması. Bir süredir bu alanda verilen mücadelenin de ilk sonuçları 2022’de alındı. Tüm dünya enflasyonla mücadele etmek için faizi artırdığı özellikle de majör merkez bankalarının başı çektiği bir ortamda Türkiye tam tersi bir para politikası izledi. Faizi artırmak yerine faizi indirdi, neden büyük oranda maliyet kaynaklı enflasyonla karşı karşıya olmamız nedeniyle faizi artırmanın işe yaramayacağıydı, ancak bu aynı zamanda kısa vadeli dış finansmana karşı Türkiye’nin en net meydan okumasıydı. Faizi indirdi beraberinde de art arda TL’ye olan güveni artıracak Liralaşma stratejisi çerçevesinde araçları devreye geçirdi. Ve yıl biterken Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası ve BDDK tarafından eş güdümlü bir şekilde hayata geçirilen adımlar etkisini gösterdi. Mevduatlarda yabancı paranın oranı yüzde 66’lardan yüzde 45’lere geriledi, kur son 2 ayda ciddi oranda istikrar kazandı. 2023 ise kurda sağlanan istikrarın enflasyonda da etkisini göreceğimiz bir yıl olacak. Başka bir ilk de hiç şüphesiz Togg olacak. 2023 Mart’ta yollarda olacak Togg ile Türkiye 60 yıllık özlemine de kavuşuyor. Ama bir otomobilden fazlası olan Togg, oluşturacağı ekosistemle Türkiye’yi elektrikli araçlarda küresel çapta bir merkez haline getirecek. Batarya üretiminde kullanılan nadir elementler açısından Türkiye Çin’den sonra dünyanın en büyük rezerv keşfinde bulundu. Bu da Türkiye’nin batarya üretiminde rekabet gücünü yükseltiyor.

Türkiye 2023’e 31 milyonu aşan rekor bir istihdamla giriyor. Bu rekorda hiç şüphesiz pandemide üretime ara verilmeden devam edilmesi ve dünyanın üretim merkezi haline gelinmesi etkili oldu. Sadece rekabetçi kur avantajıyla bu fırsatın elde edildiğine dair yapılan eleştirilerin aksine Türkiye’nin sanayisi yüksek teknolojiyle büyüyor. TÜİK’in verilerine göre Ekim ayı itibariyle yüksek teknoloji grubundaki üretim artışı yıllık bazda yüzde 36,7 artış gösterdi.

2023’ün ilk sayısında 16 dev sektörün temsilcileriyle yeni yıl beklentilerini konuştuk, beklentiler yüksek. Beklentilerin yüksek olması her ne kadar yüzüncü yıl motivasyonundan ileri gelse de Türkiye’nin 100 yıllık kazanımlarının artık önemli bir sıçrama aşamasına geçtiğinin herkes farkında. Cumhuriyetin yüzüncü yılında Türkiye, Osmanlıdan devraldığı mirasla, güçle, yoluna üreterek devam edecek. Z Raporu’nun 2023 Ocak sayısı üretimle yükselen Türkiye’nin yeni yüzyıldaki yol haritasını da ortaya koyuyor. Keyifli okumalar…

Dikkat çekenler...