HAKSIZ REKABETE VE KARTELLEŞMEYE KARŞI GİRİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TEMİNATIYIZ

Tekellerle ve kartellerle şekillenen piyasaların olduğu bir ekonomide devletin mali disiplini sağlamaya çalışması veya enflasyonu önlemesi tek başına mümkün olmuyor. Bu bakımdan bağımsız bir otorite olarak Rekabet Kurumu, girişim özgürlüğünün ve ekonomik kaynakların etkin kullanılmasının teminatı olduğu gibi piyasa gözetimi fonksiyonu ile makroekonomi politikalarını tamamlayan önemli bir rol üstleniyor. Bununla beraber günümüzde küresel teknoloji şirketlerinin haksız rekabete konu haberlerinin yoğunlaştığı da gözleniyor. Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak, “Dünyanın ekonomik anlamda hiç olmadığı kadar hızlı değiştiği günümüzde, bu değişimin dışında kalmamak ve zarar görmemek adına ‘rekabetçi’ bir piyasa anlayışının egemen olması önemlidir” diyor; etkin ve adil bir ekonomik yapının inşa edilmesi için sadece devlete değil, özel sektöre, firmalarımıza ve sivil toplum örgütlerine de önemli roller düştüğünü hatırlatıyor.

Mehmet Ali Doğan

Günümüzde sağlıklı işleyen bir piyasa ekonomisi, arzulanan refah düzeyine erişebilmek bakımından bilinen ve denenen en iyi alternatif olarak değerlendiriliyor. Ülkemiz de bu tercihi uzun yıllar önce yapmış ekonomilerden birisi. Herkes için refah üreten bir piyasa ekonomisinin oluşturulması toplumun her kesiminin katkısı ile mümkün, ancak burada en büyük rol yine devlete düşüyor. Bu nedenle bir anayasal zorunluluk olarak devlete, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemlerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirler alma; piyasalarda fiilli veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önleme görevi verilmiş durumda. Zira sağlam temellere sahip kurumlar tarafından tanımlanan kuralların varlığı ve bu kuralların gözetilmesi, serbest piyasanın kendisi kadar önemli. Bu düsturla Rekabet Kurulu ve Rekabet Kurumu dünyadaki gelişmiş örnekleri de yakından takip ederek faaliyetlerini sürdürüyor. Rekabet konusuna verilen önem, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ilk 100 günlük eylem planında da kendini gösteriyor. Açıklanan 400 projeden biri, “Rekabet Kurumu’nun, dinamik ve piyasa koşullarını yönlendirici etkisi olan işlevselliğe kavuşacak şekilde yeniden yapılandırılması ve piyasa işlerliğinin uzlaşma ve taahhüt müesseselerinin tesisiyle artırılması” maddesiydi.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini, “Ülkemizin uzun vadeli kalkınma hedeflerine ve 2023 stratejisine uygun biçimde isabetli kararları artık daha hızlı alabilmesi belirlenen hedeflere ulaşabilmek bakımından önemli bir fırsat” diye değerlendiren Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak, piyasanın bu anlamda beklentisini ise “Ekonomik anlamda baktığımızda, karar alma mekanizmalarının hızlı ve etkin çalışmasının sistemden beklenen en önemli fayda olduğunu gözlemliyoruz” sözleriyle ifade ediyor. Hükümetin 100 günlük eylem planına aldığı rekabetle ilgili düzenlemenin temelinde de bu fayda var.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Eylül 2018 sayısında…

Dikkat çekenler...