Güneşi sigortalamak kolay mı sandınız

Yatırımcılar, performans garantisi sigortalanmış güneş santrali kurma iddiasındakilere karşı uyanık davranmalı.

Türkiye’de güneş enerjisi santrallerinin (GES) sayısı hızla çoğalıyor. Ancak ortada çözülmesi gereken ciddi sorunlar var. Bunlardan biri de sigortalamayla ilgili. Geri dönüş süreleri 7-8 yılı bulduğu için GES yatırımlarını kredilendirecek finans kuruluşları, öncelikle yatırımcılardan garanti istiyor. Şimdi “Bunlar proje finansmanı değil mi, ne garantisi” demeyin hemen. Evet, kuracağınız GES, 7 yıllık amorti süresi boyunca fiziken ayakta kalabilir. Ancak 7 yılda yatırılan parayı kendisinin ödeyeceği varsayıldığına göre, bu süre boyunca öngörülen verimlilikte çalıştırılmaları da şart. Peki GES’lerin performans garantisini kim sigortalayacak? Ekipman tedarikçileri mi, santrali kuran anahtar teslim mühendislik (EPC) firmaları mı yoksa yatırımcılar mı? Bir kere yatırımcıyı hemen eleyelim. Çünkü kendisi de bir garantiye ihtiyaç duyacak. Zira onun da kendini ödemeyecek bir projeye para koyması beklenemez. O halde kreditör, sigortalanmış bir garantiyi kimden alacak? Bu konuda yurt dışında gerek tesis, gerekse performans garantisi sağlayan poliçeler kesilebiliyor. Ancak Türkiye’de böyle bir poliçe kesmek halen imkânsız. Öncelikle bu tarz garantiler sunan sigortacılık ürünlerinin Türkiye’de devlet tarafından tanımlanması ve satışına izin verilmesi şart. Oysa henüz ortada böyle bir durum yok. Ama serbest piyasa bu, çareler tükenmez. Bazı uyanık GES ekipmanı satıcıları kafalarına göre bir çözüm bulmuş. Yatırımcılara ve finansörlere, tesis ve performans garantisi sunduklarını söylüyorlar. Ancak konuyu biraz eşeleyince bunun gerçek bir güvence sağlamadığı hemen anlaşılıveriyor. Bir kere ortada açık ve net bir poliçe yok. İkincisi, böylesi bir poliçenin Türkiye’de geçerli olabilmesi için Türkiye’de kesilmesi şart. Performans garantisi sigorta poliçesine sahip santral kurduğunu iddia edenler, Hong Kong merkezli ekipman üreticilerini Türkiye’de temsil edenler. Peki sigorta şirketi kim? Sözü edilen sigorta şirketinin Türkiye temsilciliklerinin bile böyle bir durumdan haberi yok. Bırakın poliçe kesildiğini, Türkiye’de böyle bir poliçenin yürürlüğe sokulabilmesi için bile teminat yatırılması gerekiyor ki hak getire… İşin özü sevgili okuyucular, siz ya da çevrenizde güneş enerjisi santrali kurmayı düşünenler, planlayanlar bu konuda çok dikkatli olmalı.

 

20 BİN TL’YE YERLİ TÜRBİN DÖNER Mİ?

Medyada yer alan haberlere göre, Adıyaman Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hacı Soğukpınar bir yerli rüzgâr türbini geliştirdi. Yerli malzemelerle 20 bin liraya malolan 10 metre yüksekliğinde ve 5 metre kanat çapındaki türbin üniversitenin Altınşehir Kampüsü’ne kurulmuş ve elektrik üretmeye başlamış bile. Dr. Soğukpınar, tasarladıkları türbinle evlerde elektrik üretilebileceğini belirterek “20 bin liralık bütçemizle yapabileceğimiz en iyi malzemeleri kullanarak rüzgar enerjisinden elektrik üretmeyi başardık. Hedefimiz daha büyük türbinler üretebilmek” dedi. Öncelikle Yrd. Doç. Dr. Soğukpınar bir tebriği hak ediyor. Sadece türbini geliştirip ürettiği için değil, öğrencilerini de üretim odaklı düşünmeye sevkedip onlara yaratıcılık aşılamaya çalıştığı için… Ancak hem hocaya hem öğrencilerine hem de bu haberi okuyunca heyecanlananlara birkaç kelam etmek lazım. Bir projenin prototipini geliştirmek yetmez. Asıl mesele, buluşların, geliştirilen teknolojilerin ticarileştirilmesi. Bu sıkıntı, Soğukpınar Hoca’nın rüzgar türbini için de geçerli. Bir türbinin ekonomik olması için ille de yüksek kurulu güce sahip olması şart değil elbette. Ama hangi ölçekte yaparsanız yapın, kuracağınız rüzgar türbininin kendisini ne kadarlık bir sürede amorti edeceğini mutlaka iyi hesaplamalısınız. Aslına bakarsanız, Türkiye’de yüzde 100 yerli bir rüzgar türbini şu anda var. Üstelik uluslararası standartları taşıdığını gösteren sertifikaları da ve hatta ticarileşme şansı da. Ancak Northel Enerji’nin 250 MW’ye kadar kurulu güce sahip türbinleri bile, şebekeye bağlanma konusundaki belirsizlikler, uzun bürokratik süreçler nedeniyle yol alamıyor. Sadece tek bir türbin bağlanabilmiş durumda. Dileğimiz odur ki, enerji yatırımlarında yerlilik konusuna sürekli vurgu yapan siyasiler ve bürokratlar bir an önce bu konuyu çözüme kavuşturur. Ancak bu sayede yüzde 100 yerli enerji yatırımlarından söz edebileceğimiz günleri görebiliriz.

 

DÜNYA TÜRKİYE’NİN ENERJİSİNE GÜVENİYOR

Dünya Bankası Grubu kuruluşu IFC (Uluslararası Finans Kurumu) ve IFC Global Infrastructure Fund (GIF), GAMA Enerji’nin yüzde 27’sine sahip oldu. Bu ortaklık, IFC ve GIF’in Türkiye’deki altyapı sektörüne yaptığı ilk öz sermaye yatırımı. GIF’in GAMA Enerji hissedarlığı aynı zamanda kendi alanında dünyadaki en büyük yatırımlardan biri. GAMA Holding CEO’su ve GAMA Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Özman, bu operasyonu, hem GAMA Enerji’ye hem de Türkiye’deki enerji sektörlerine duyulan güvenin bir göstergesi olarak değerlendirdi. IFC yetkilileri de Türkiye’deki orta ve uzun vadeli enerji talebini karşılamak üzere yapılacak enerji üretim yatırımlarına finansman sağlamaya devam edeceklerini vurguladı. GAMA Enerji iştirakleri toplam 2.019 MW (GAMA’nın net payı 1.214,5 MW) elektrik kurulu gücüne sahip.

 

AKFEN DAHA ÇOK ENERJİ İSTİYOR

Türkiye’nin önde gelen altyapı gruplarından Akfen Holding, inşaat ve enerji şirketlerini yeniden yapılandıracak. İlk adım Akfen Holding’in, bağlı ortaklığı Akfen İnşaat’taki paylarını Akfen Altyapı Danışmanlık AŞ’ye devretmesi olacak. Buna karşılık, Akfen Holding’in enerji yatırımları portföyü genişletilecek. Bu çerçevede güneş ve termik enerji yatırımı yapan şirketlerden pay satın alınacak. Akfen Holding CEO’su Süha Güçsav’ın ifadelerine göre bu işlemdeki temel felsefe, inşaat sektörü varlıklarının, belli bir süre sonra holdinge temettü aktarabilecek ve ortaklıklar yoluyla sermayesini büyük ölçüde kendi kendine fonlayacak uzun vadeli enerji altyapı varlıklarıyla yer değiştirilmesi. Akfen, hidroelektrik santrallerine yoğunlaşan enerji portföyünü çeşitlendirerek büyütmeyi hedefliyor. Güçsav, “HES, RES ve GES projelerimizi çeşitlendirmeyi planlıyoruz. Mersin Doğalgaz ve İthal Kömür Santrali projemizdeki paylarımızı da büyüterek portföyümüze dahil etmeyi ve diğer enerji varlıklarımızla sinerji oluşturmayı planlıyoruz” dedi.

Dikkat çekenler...