Dünya Ticaret Örgütü’nün tahtı sallanıyor

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ (DTÖ) KURALLARINA YÖNELİK SON YILLARDA YAŞANAN HAYAL KIRIKLIĞI ÜLKELERİ BÖLGESEL VE İKİLİ TİCARET ANTLAŞMALARINA YÖNLENDİRİYOR. ÜLKELER DEĞİŞEN KÜRESEL TİCARET KOŞULLARINA YANIT VEREMEYEN DTÖ KURALLARI YERİNE, KÜRESEL TİCARETTE KENDİ KURALLARININ HÂKİM OLMASINI İSTİYOR. 2008 KRİZİ ARDINDAN SAYISI VE KAPSAMI ARTAN SERBEST TİCARET ANTLAŞMALARI KONUSUNDA AVRUPA BAŞI ÇEKERKEN, DOĞU ASYA’DA TARİHİN EN KAPSAMLI SERBEST TİCARET ANTLAŞMASI HAYATA GEÇİRİLDİ.

KADRİYE N. TUNÇSİPER

1947’de Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaşması’ndan ve 1995’te Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’nün kurumsallaşmasından bu yana, dünya ticaretinde serbestleşme temel gündem olmayı sürdürdü. Ne var ki 20. yüzyılın ikinci yarısı boyunca başarılı bir şekilde işleyen çok taraflı ticaret sistemi, Doha Kalkınma Gündemi başarısızlığı ve serbestleşme sürecinde durgunluk nedeniyle tartışılmaya başlandı. DTÖ’nün değişen koşullara ayak uyduramadığını ve modern dönemin ihtiyaçlarına uyması gerektiği de daha sık dile getirilmeye başlandı.

İKİLİ TİCARET ANTLAŞMALARININ SİYASİ YÖNÜ DE VAR

1995’te kurulan DTÖ 164 üyeye ulaşarak büyük bir başarıya imza atsa da aradan geçen yıllar boyunca ticari işbirliğine ilişkin önemli kararlar, DTÖ kurallarından ziyade, iki veya ikiden fazla küçük ülke grupları arasında müzakere edilmeye başlandı. Giderek daha fazla ülke bölgesel ve ikili müzakerelerini tercih ettikçe ve DTÖ müzakerelerine daha az zaman ve daha az kaynak ayırdıkça, DTÖ’nün itibarı da azalıyor.

İkili ticaret antlaşmaları taraflar arasında uluslararası ticareti kolaylaştırırken, işbölümünü de arttırıyor. İkili ticaret antlaşmaları, tüketicilere daha ucuz ve daha kaliteli yabancı mallara daha fazla erişim ve engeller kalktığı için fiyatlarda düşüşü de sağlıyor. Bu faydalardan yararlanmak isteyen ülkeler de son dönemlerde ikili antlaşmaları tercih ediyor.

İstanbul Ticaret Üniversitesi İşletme Fakültesi İktisat bölümü öğretim üyesi Betül Gür’e göre dünya ekonomisinin ve siyasetinin değişim ve dönüşüm yaşadığı, uluslararası rekabetçiliğin yükseldiği, karmaşık karşılıklı bağımlılığın arttığı bir dünyada, kurulmakta olan bu yeni dengeler yeni işbirliklerini gerekli kılıyor.

“Ülkeler arasında çok taraflı ticaretin dışında ikili serbest ticaret anlaşmaları yaygınlaşıyor. Çünkü politik iktisadi açıdan, bu ikili ticaret anlaşmaları sadece iktisadi çıkar ilişkisi çerçevesinde yapılmıyor” şeklinde konuşan Gür, siyasi anlamda da ülkelerin değişen düzen içerisinde pozisyonlarını yeniden belirlemek için bu antlaşmalara yöneldiklerini belirtiyor.

Uludağ Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Derya Hekim ise dünya ticaretinin düzenleyici kurumu olan DTÖ’nün, son dönemde artan üye sayısı, kararların oy birliğiyle alınıyor olması ve dolayısıyla doğru düzgün bir karar çıkmıyor olması nedeniyle işlevini yitirmeye başladığını söyleyerek kurumun yeni döneme adapte olamadığını belirtiyor.

“2001’den sonra Çin, Brezilya, Hindistan ve Rusya’nın üyelikleri ile beraber ortak karar vermek çok zorlaştı. Doha sürecinin devam etmesi ve bir nihayete varamaması, ülkeler arasında değişen ticaret koşulları ve değişen ticari yapı ile ortaya çıkan problemler serbest ticaret antlaşmalarının önünü açtı” diyen Hekim, bu koşullar nedeniyle dünya çapında çok katılımlı RCEP gibi çok kapsamlı antlaşmaların devreye girdiğini ve ülkelerin küresel ticaretteki sorunlarını kendi aralarında çözmeye başladığını açıklıyor.

2008 SONRASI YÜKSELEN İVME

Günümüzde DTÖ’ye bildirilen ve yürürlükte olan bölgesel ve ikili ticaret antlaşmalarının sayısı, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin daha fazla oluşum içerisinde yer alma eğiliminde olduğunu gösteriyor. İkili ticaret antlaşmalarını tercih eden, dünyanın en başarılı ekonomik entegrasyonu AB bu konuda en hevesli birlik durumunda. AB’nin uluslararası ortaklarla yürürlükte olan 46 ikili antlaşması bulunuyor.

AB’nin ikili ticaret antlaşmaları tarihine bakıldığında ise DTÖ uygulamalarının etkinliğinde önemli çatlakların olduğu 2008 tarihi öne çıkıyor. Buna göre AB 2008’de başlayan küresel kriz sonrasında imzaladığı antlaşmaların sayısını 3 kat artırdı. Avrupa Komisyonu da hazırladığı raporlarda, son yıllarda ikili ticaret antlaşmalarıyla kaldırılan tarife ve kotaların AB’nin dış ticaretine ivme kazandırdığını belirtiyor.

AB’den ayrıldıktan sonra İngiltere, 36 ticaret anlaşması ile AB’den sonra en fazla ikili antlaşma imzalayan ülke oldu. Son olarak geçtiğimiz ay, Yeni Zelanda ve Avustralya ile imzalanan serbest ticaret antlaşmaları resmen işlerlik kazandı.

Devamı Z Raporu Dergisi Temmuz 2023 sayısında…

Dikkat çekenler...