AVRUPA BANKACILIK SEKTÖRÜ NEDEN ZOR DURUMDA

Avrupa bankacılık sektörü, küresel ekonominin zayıflaması, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma (Brexit) kararı alması ve Avrupa Bankacılık Otoritesi’nin (EBA) son stres testini açıklamasının ardından yaşanan dalgalanma nedeniyle zor günler geçiriyor

Güneş Doğan

shutterstock_193689755

Küresel finansal krizin ardından regülatörlerin aldığı önlemler ile sermaye yeterlilik sorununu şimdilik aşmış görünen Avrupa bankaları bu kez başka sorunlar ile yüzleşiyor. Çeşitli nedenlerden ötürü gelir yaratabilme kabiliyetleri zayıflayan Avrupa bankalarının piyasa değerleri alt üst olmuş durumda. Kredi taleplerindeki durağanlık ile ülke merkez bankalarının sağladığı likiditeyi çeviremeyen Avrupa bankalarının ekonomik büyümedeki payı gittikçe zayıflıyor. Verilere göre, toplam varlık değeri bakımından dünyanın en büyük 15 bankası, hisse senetlerinde son 1,5 yılda yaşanan ciddi kayıplar nedeniyle yaklaşık 670,35 milyar dolar değer kaybetti ve ekonomik kayıplardan en çok Avrupa bankaları etkilendi.
Finansal verilere göre, toplam varlık değeri bakımından aralarında HSBC, Deutsche Bank ve Barclays’in bulunduğu dünyanın en büyük 15 bankası, hisse senetlerinde son 1,5 yılda yaşanan ciddi kayıplar nedeniyle yaklaşık 670,35 milyar dolar değer kaybetti ve ekonomik kayıplardan en çok Avrupa bankaları etkilendi. Avrupa’nın en büyük bankası olan İngiltere merkezli HSBC’nin toplam varlık değeri 2,409 trilyon dolar. Ancak banka geçen yıl 190,18 milyar dolara ulaşarak rekor kıran piyasa değerinin yüzde 27’sini kaybetti. Bunun bankaya zararı 50,7 milyar doları buldu.
Alman Deutsche Bank yüzde 60,8 düşüşle piyasa değeri en fazla gerileyen bankalar arasında yer aldı. Bankanın geçen seneki en yüksek ve şu anki piyasa değerleri arasında 30,2 milyar dolar fark var. Geçen yıl 6,8 milyar euro zarar açıklayan banka, yaklaşık 35 bin çalışanını işten çıkarmayı planladığını duyurmuştu. Birleşik Krallık’ın referandum ile AB üyeliğinden ayrılma kararı alması hisse senetlerinin değer kaybını hızlandırdı çünkü Deutsche Bank, Londra’daki en büyük Avrupa bankası ve gelirlerinin yüzde 19’unu Britanya’dan sağlıyor. Almanya’da yüzde 40’lık pazar payı ile en büyük kredi sağlayıcısı banka, geçmişte yaptığı çeşitli uygunsuz işlemlerinden dolayı 14 milyar dolar ceza almıştı.
Varlık değeri 1,650 trilyon dolar olan Barclays’in piyasa değeri ise bir yılda 73,65 milyar dolardan 34,07 milyar dolara gerileyerek, yüzde 51,5 düşüş gösterdi. Bloomberg Avrupa 500 Banka ve Financial Hizmetler Endeksi  2015’te yüzde 33 geriledi ve Temmuz ortası itibarıyla son yedi yılın en düşük seviyesinde seyrediyor.

İTALYA BATIK KREDİLERİNE ÇÖZÜM ARIYOR
Ekonomik büyümenin yavaş ve işsizlik oranının yüksek olduğu İtalya’da, geri ödenmeyen kredilerin toplam kredilere oranı yüzde 17’ye ulaşmış durumda. Toplam 360 milyar euro (398 milyar dolar) geri ödenmeyen kredi bulunuyor ve bu rakam İtalya’nın gayrisafi yurtiçi hasılasının yaklaşık yüzde 21’ine denk geliyor. 2008 yılındaki küresel finansal kriz öncesi bu oranın yüzde 5’in altında bulunduğu göz önüne alındığında takipteki kredilerin yaklaşık 4 kat arttığı görülüyor. İtalya hükümeti kamu yardımının içinde bulunduğu bir paket ile batık kredi sorununu çözüme kavuşturmak istiyor ve Başbakan Matteo Renzi AB’den bankacılık sistemine 40 milyar euroluk (45 milyar dolar) bir kaynak enjekte edilmesini talep etti. Ancak AB’nin mevcut bankacılık düzenlemeleri üye ülkelerin bankacılık sektörünün desteklenmesine imkân tanımıyor.
Geri dönmeyen kredilerin üçte ikisi yani 228 milyar euroluk bölümü ilk beş büyük bankaya ait. Bu noktada sıralamada ilk iki banka konumunda bulunan UniCredit ve İntesa Sanpaolo birlikte 150 milyar euroya yakın geri dönüşü olmayan kredi miktarına sahip. UniCredit’in geçtiğimiz yıl net karının 6.6 milyar eurodan 5.3 milyar euroya geriledi. Banka ayrıca 2018 yılına kadar 18 bin kişiyi işten çıkarmayı planlıyor.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Eylül 2016 sayısında….

 

 

Dikkat çekenler...