Bilek gücünün göçü nasıl önlenir?

TÜRKİYE’DE NİTELİKLİ MAVİ YAKA AÇIĞI GİDEREK BÜYÜYOR. ÖYLE Kİ, 2024 İŞKUR VERİLERİNE GÖRE 220 BİNE YAKIN İŞYERİNDE 600 BİN CİVARINDA POZİSYON DOLDURULAMIYOR. GENÇLER MESLEK LİSELERİNE YETERİNCE YÖNELMEZKEN, ÜNİVERSİTE MEZUNU İŞSİZLİĞİ ARTIYOR; BU DA YÜKSEKÖĞRETİM ARZI İLE İŞ PİYASASI TALEBİ ARASINDA CİDDİ BİR UYUMSUZLUK YARATIYOR. Z KUŞAĞININ TEKNOLOJİYE, GÜVENLİĞE VE ESNEKLİĞE DUYDUĞU İHTİYAÇ, GELENEKSEL ÜRETİM ORTAMLARININ CAZİBESİNİ AZALTIYOR. ÇÖZÜM OLARAK ÖNERİLEN “GRİ-YAKA” KAVRAMI, HEM TEKNİK HEM DİJİTAL BECERİLERE SAHİP ARA ELEMANLARIN SİSTEMATİK OLARAK YETİŞTİRİLMESİNİ ÖNGÖRÜYOR. BUNUN YANINDA BECERİ PASAPORTU, AÇIK TERFİ YOLU, OKUL-ŞİRKET İŞBİRLİKLERİ GİBİ YENİ KARİYER MODELLERİ, GENÇLERİ ÜRETİM ALANINA ÇEKMEDE KRİTİK ROL SUNUYOR. SADECE İNSAN KAYNAĞI DEĞİL, ÜRETİM VE EĞİTİM POLİTİKALARININ BİRLİKTE YENİDEN TASARLANMASI ÖNERİLİRKEN, KÖRFEZ VE AB PAZARINA GİDEN BİLEK GÜCÜ GÖÇÜNÜN DE ENGELLENMESİNE DİKKAT ÇEKİLİYOR.

GİZEM TÜMBAY KOÇAK

Emek yoğun sektörlerde işçi açığı kapanmıyor, tam aksine büyümeye devam ediyor. 2024 İŞKUR verilerine göre 220 bine yakın işyerinde 600 bin civarında pozisyon doldurulamadı. Eleman bulmakta güçlük çeken işletme oranı yüzde 14,2. En çok zorlanan; imalat, perakende-ticaret ve inşaat sektörleri, toplam açığın üçte ikisini oluşturuyor. Bu tablo da emek-yoğun üretim modelinin nitelikli ara eleman olmadan sürdürülemeyeceğini açıkça ortaya koyuyor.

Yeditepe Üniversitesi İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilek Sağlık Özçam’a göre, bu kronik sorunun temel nedenlerinin başında eğitim-üretim arasındaki senkronizasyon eksikliği geliyor. Mesleki/teknik liseler ve meslek yüksekokullarının kontenjanlarının üçte biri boş kalıyor. Son 5 yılda imalattaki reel ücretlerin verimlilik artışının gerisinde kalması, gençleri sanayi yerine hizmet sektörüne yönlendiriyor. Organize sanayi bölgeleri ağırlıklı olarak Marmara-Ege aksında yoğunlaşırken, bu bölgelerde konut ve yaşam maliyetinin yüksekliği, Doğu ve Güneydoğu’daki genç nüfusun iş bulunan bölgelere taşınmasını zorlaştırıyor.

Artık beyin göçünün yanında bilek gücü göçünün de yaşandığından bahseden Özçam, 2024 Türkiye Risk Raporu’nda beyin göçü ve buna bağlı nitelikli personel açığının da ilk sırada olduğunu söylüyor. Özçam, “Sadece mühendislerimiz değil, kaynakçı ve mekanikçi gibi “altın yakalı” ustalarımız da Körfez ve AB pazarına gidiyor ki bu grubun dönüş maliyetleri çok yüksek. Ayrıca içinde bulunduğumuz teknolojik dönemeç, ara kademede çoklu beceri setlerini gerektiriyor. Örneğin CNC, robot kol programlama ve bakım bilgisinin bir arada olması gibi” diyor.

“Z KUŞAĞI HIZLI TÜKETEN DEĞİL, HIZLI DENEYEN BİR NESİL”

Saha araştırmaları, sorunun gençlerin üretimden uzaklaşmasından ziyade, anlam arayışlarının fabrika zeminine inememesi olduğunu gösteriyor. Z Kuşağını, yaygın kanının aksine hızlı tüketen değil, hızlı deneyen bir nesil olarak değerlendiren Özçam, z kuşağının çeviklik, esneklik ve teknolojiyle iç içe çalışma beklentileri olduğuna değiniyor. Global Web Index verilerine göre, bu kuşağa mensup çalışanların yüzde 80’i işyerinde en son teknolojiyi talep ediyor, yüzde 63’ü ise değerleriyle uyumlu işverenleri önceliklendiriyor.

Yeditepe Üniversitesi’nden Dr. Neylan Zümrüt’e göre ise temel sorun, kariyer algısının gri-yakalılık olarak tanımlayabileceğimiz, ne tam mavi ne tam beyaz yakalı olan, çoklu beceri gerektiren ara rollerle buluşturulamaması. Ayrıca, işveren markalarının sahada; güvenli, temiz, dijital ve yeşil üretim vurgusunu yeterince yapmaması. Bir diğer unsur ise eğitim-istihdam köprüsünün kopukluğu. İşletmeler stajyer yetiştirmek yerine hazır usta arayışına yöneliyorlar.

AÇIK TERFİ BANDI VE EBEVEYNLER İÇİN MESLEK REHBERİ

Mavi yaka açığını doldurmanın yalnızca eleman bulmak değil, tüm değer zincirini yeniden tasarlama meselesi olarak değerlendiren Özçam öneri olarak, OSB’lerde şirketlerin ortak kuracağı “Çapraz Beceri Mükemmeliyet Merkezleri” ile 2 yıl gibi bir sürede 50 bin gri-yakalı yetiştirilebileceğinden bahsediyor ve ekliyor; “Ustalık kademelerine ilişkin “açık terfi bandı” ve “usta-baş mühendis” geçiş yolları tanımlanarak yetkin çalışanlar sanayide tutulabilir. İŞKUR ve MEB işbirliğiyle “ebeveynler için meslek rehberi” uygulaması geliştirilerek “eğitimine bunca yatırım yaptığımız evladımızın eli kirlenmesin” önyargısı kırılabilir. Son olarak, akıllı giyilebilir güvenlik sensörleri, esnek vardiya planlaması ve mikro-öğrenme platformları ile Z Kuşağı-dostu iş ortamları oluşturularak, çalışan devir oranı düşürülebilir.”

MESLEK LİSELERİNDE 1.6 MİLYONDAN FAZLA ÖĞRENCİ VAR

Ancak meslek liseleri tek başına açığı kapatmak için yeterli gözükmüyor. Öyle ki, Türkiye’de hâlen 3 bin mesleki-teknik okulda 1.6 milyondan fazla öğrenci bulunuyor. Yani ortaöğretimdeki her dört öğrenciden biri bu okullarda öğrenim görüyor. 2019-2020’de meslek liselerinin ortaöğretimdeki payı yüzde 34 iken, 2023-2024’te yüzde 28’e geriliyor. Kontenjanlar artmasına rağmen pay küçülürken, beş yılda toplam öğrenci sayısı 61 bin kişi azalıyor. Bu erimenin köklerinde ise LGS’de yüksek puan alan öğrencilerin öncelikle anadolu liselerine yönelmesi ve meslek liselerinin çoğunlukla ikinci tercih olarak kalması gösteriliyor. Ara eleman ücretleri, üniversite diplomasıyla ilişkilendirilen toplumsal prestije yenik düşüyor. Müfredata bakıldığında, robotik, IoT, yeşil enerji modüllerinin önemi daha da belirginleşiyor. MEB saha anketine göre velilerin yüzde 63’ü meslek lisesi mezunlarının geleceğini iş garantisiz ve tehlikeli meslek olarak nitelendiriyor.

Devamı Z Raporu Dergisi Haziran 2025 sayısında…

Dikkat çekenler...