Türkiye 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçiminde yeniden tarih yazdı. Yüzde 87,5 gibi rekor bir katılım ile Türk halkı tüm dünyaya katılımcı demokrasi nasıl olurmuş adeta ders verdi. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti, 2002 yılından bu yana girdiği 13.seçimi üst üste halkın teveccühü ile kazandı.
Recep Tayyip Erdoğan yüzde 52,6 oy ile 1.turda Cumhurbaşkanlığı yürütme sistemine göre Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkanı seçildi. AK Parti yüzde 42,6 ve 295 milletvekili ile 13.seçimde de 1.parti olmayı başardı. MHP ile birlikte Cumhur İttifakı TBMM’de yüzde 53,7’lik oy ile 344 milletvekili çıkarmayı başardı. Seçimin bir diğer galibi, anketlerin aksine yüze 11,1’lik oy alan MHP ve onun lideri Devlet Bahçeli olmuştur. CHP ağır bir yenilgi alırken, İyi Parti ve Saadet Partisi umduklarını bulamadılar.
24 Haziran 2018 genel seçimi Türkiye tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. 95 yıllık Cumhuriyet tarihimizde yönetim sistemi olarak üçüncü bir dönem resmen başlamıştır. 1923-1946 arası tek partili dönem, 1946-2018 arasında çok partili ve parlamenter yönetim sisteminden sonra, 24 Haziran 2018 seçimleri ile Başkanlık yürütme modeline geçmiş bulunuyoruz. Böylece 16 Nisan 2017’de yapılan halkoylamasının sonucu, 24 Haziran 2018 seçimleri ile hukuken ve fiilen uygulamaya geçmiş bulunuyor.
24 Haziran seçimlerinin en önemli sonucu, halkın 16 yıllık istikrar ve güven ortamının devamını istemesi olmuştur. Halk, terörle ve terör örgütleriyle mücadeleden, Suriye ve Irak sınırlarımızın güvenliğini sağlama gayretlerinden memnun olduğunu göstermiştir. Halkımız, ülkesi ve halkı için yapılan gayretli çalışmaları takdir ettiğini ve vefalı olduğunu bir kez daha göstermiştir. Demokratikleşme reformları, hürriyetlerin genişlemesi, ekonomik gelişmeler, halkın refahının artması, kamu hizmetlerinde yüksek kalite ve iyileşmenin sağlanması, mega altyapı ve üstyapı projeleri, milli savunma sanayindeki gelişmeler, etkili dış politika gibi alanlarda 15,5 yılda sağlanan başarılar, halkımızın çoğunluğu tarafından bir kez daha takdir edilmiştir.
Afrika, Balkanlar, Ortadoğu ve Asya’daki kardeş ve dost ülkelerin halkları dualarıyla ve Avrupa ülkelerindeki gurbetçilerimizin çoğunluğu oylarıyla, 24 Haziran seçimleri sonucuna destek olmuşlar ve sevinç gözyaşı dökmüşlerdir. Bölge coğrafyalarında ve tüm dünyada ezilen mağdur ve mazlum topluluklar bu sonuca sevinmişlerdir.
24 Haziran zaferi kimleri üzmüştür? Her şeyden önce, kaybeden muhalefet partileri üzüldüler. Yıkım, kapatma, rövanş alma, vizyonsuzluk, ölçüsüz-hesapsız vaatlerle seçmenin karşısına çıkan muhalefet partileri halktan itibar görmediler. Ortak tek vaatleri “Erdoğan, AK Parti düşürülsün, ne olursa olsun” idi. Halkın çoğunluğu “Erdoğan’ı yedirmeyiz” dedi. Başta ABD, İsrail, Avrupa Birliği ülkeleri, bazı Körfez ülkeleri, küresel para ve medya baronları, Erdoğan’a ve Türkiye’ye boyun eğdiremeyen hegemonik güçler, bölücü Pkk, Ypg-Pyd, Fetö, Deaş, Dhkp-c gibi terör örgütleri kaybettiler. Halkın temsilcileri kazandı, halk sevindi, egemenler ve vesayetçiler üzüldüler. İki aydan buyana Erdoğan ve AK Parti’nin kaybetmesi için döviz kurunu şişiren ve ekonomide kriz algısı oluşturup ekonomide tahribat yapmaya çalışan ve seçimde siyasi fatura çıkartmaya çalışan yurtiçi ve yurtdışı para baronları, sayısız defa olumsuz raporlar yayınlayan ve not indiren kredi derecelendirme kuruluşları, halkın iradesi ve gücü karşısında bir kez daha yenilgiye uğramışlardır.
Yeni dönemde Türkiye, önünde 5 yıllık istikrar içinde bir icraat dönemine sahip olacaktır. Güçlü yürütme, güçlü Meclis ve güçlü yargı mekanizması Türkiye’yi 2023 hedeflerine taşıyacaktır. Yönetimde istikrar, temsilde adalet ve icraatta etkinlik dönemi başlamıştır.
İslam dünyasının ve bölgemizin ağır bir dış saldırı altında olduğu gerçeği karşısında, AK Parti ile MHP ve BBP arasındaki Cumhur ittifakının bozulmamasını temenni ediyoruz. Partiler arasında üst kurmaylar ve liderler düzeyinde bir istişare mekanizması kurulmalıdır. Yürütme ve politikalar belirleme açısından kamuoyu önünde çıkışlar yapmak yerine, ortak koordinasyon içinde hareket edilmelidir.
Yeni dönemde halkın taleplerini karşılayacak, halkla sıcak iletişimi koparmayacak, heyecanlı tecrübeli bir yönetim anlayışına ihtiyaç vardır. Ülkede huzurun korunması, sınırların güvenliği, halkın iş ve refah paylaşım beklentisi, ekonomik büyüme ve istihdam dostu politikalar, döviz açığını azaltacak yerli üretimi destekleme, borçlanmayı azaltıp tasarrufu destekleyici politikaların hızlıca uygulanmasına ihtiyaç vardır.
AK Parti ile MHP arasındaki seçmen geçişkenliği, CHP ile HDP arasındaki geçişkenlik bu seçimde belirgin olmuştur. Cumhur ittifakını destekleyen seçmen kesimi, Cumhurbaşkanlığı’nda Recep Tayyip Erdoğan’a tam destek vererek seçimin 1.turunda kazanmasını sağlamıştır. Bu seçimden her Parti kendine göre dersler çıkarmalıdır. Çünkü seçmen her seçimde olduğu gibi terzi inceliğinde mesajlar vermiştir. Önümüzdeki Mart 2019’da yapılacak mahalli seçimler ve gelecek seçimler için bu mesajları alan avantaj sağlar.
24 Haziran 2018 seçimlerinin ülkemiz, halkımız, İslam âlemi ve tüm mazlum topluluklar için hayırlar, esenlik, huzur ve refah getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.