2018 yılını geride bıraktık. Yeni yıla ilişkin ise resesyon tartışmaları başladı. Küresel ekonominin 2019 yılında, 2007-2008 krizinde olduğu gibi çökmesi beklenmiyor. Ancak olası bir durgunluğa hazırlıklı olmalıyız. ABD ekonomisinin 2019 ya da en geç 2020 yılında durgunluğa gireceğine ilişkin beklentiler var. Hemen her gün anketler yayınlanıyor. Clinton döneminde eski bir hazine sekreteri olan Larry Summers, 2020 yılına kadar yaklaşık yüzde 50 oranında bir durgunluk ihtimalinin olduğunu söylüyor. Reuters ve bazı yatırım bankalarının yaptığı anketlerde durgunluk ihtimali yüzde 30-35 oranında çıkıyor. Oysa geçtiğimiz yıl ABD ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 4,2, üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 3,5 büyümüştü. ABD bankaları son krize rağmen güçlü sermaye yapısına sahip. Bankalar stres testlerinden başarıyla çıkıyor. Ancak faiz oranları yükseliyor. Artan borçlanma maliyetleri tüketici ve şirketleri finansmana erişimini pahalı hale getiriyor. Trump’ın agresif dış ticaret politikası ise ABD ve küresel ekonomi üzerinde en büyük baskıyı oluşturuyor. Trump’ın ticaret savaşları nedeniyle uluslararası ticarette tam bir çöküş yaşanıyor. Trump’ın ABD ekonomisini koruma adına Çin’den yapılacak kota koyması ciddi sorunlara neden olabilir. ABD, Çin’den ithalatı düşürecek. Öte yandan tüketici fiyatlarını artıracak ve Amerikan üreticileri için tedarik zincirlerini bozulma riski var. Kanada ve Meksika ile yapılan ticarette ciddi bir yavaşlamadan da ABD’nin zararlı çıkacağı görülüyor. ABD’li tüketiciler ise gergin ve son derece kaygılı. Tüketicilerin harcamaları artıyor, ancak gelir o oranda artmıyor. Geleceğe ilişkin endişelerin harcamaları kısması bekleniyor. Trump yönetimi gündemi meşgul eden bu tür tartışmalara karşı çıksa da er ya da geç ABD ekonomisinin bir durgunluğa girmesinin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. ABD’de mali koşullar sıkılaşırken, 2017 sonlarında yürürlüğe giren vergi indirimlerinin olumlu etkisinin azalması önemli göstergelerden biri.

Devamı Derin Ekonomi Aralık 2018 sayısında …