Üretim ve ihracatla büyüme modeli

Yeni normalde ülkelerin ekonomiyi yönetme biçimleri farklılaştı. Pandemi sarsıntısının yarattığı şokun etkisinden çıkmaya çalışıyoruz ancak eski alışkanlıklardan sıyrılmak kolay değil. Yeni dönemin şartları kimi ülkeleri öne çıkardı, kimi ülkelerin de müesses ekonomik düzenlerini bozdu. Fırsatları kovalama ve yakalama başarısı gösteren ülkeler öne çıkıyor. Bunlardan biri de Türkiye.

Küresel ekonominin yüzde 3,1 küçüldüğü 2020’de ticaret hacmi yüzde 8,2 daraldı. Bu sert kırılmaya rağmen Türkiye geçen yıl yüzde 1,8 büyüme kaydetti. Kovid-19 salgınının yarattığı sarsıntıyı en az hasarla atlatmayı başaran Türkiye, 2021’e daha toparlanmış olarak başlamanın avantajını yaşadı. Bu yılı yüzde 10 civarında bir ekonomik büyümeyle tamamlamaya hazırlanıyoruz. İhracatta öne çıkan Türkiye; dünya ticaret pastasından aldığı payı yüzde 1’in üzerine çıkarmayı başardı. 1980’de yüzde 0,14 ve 2000’de yüzde 0.43 olan küresel ticaretten aldığı pay Cumhuriyet tarihi boyunca il kez yüzde 1’in üzerine çıktı.

Artık Türk ürünleri, dünyanın dört bir yanına daha hızlı ulaşıyor. Sahip olduğumuz kaliteli ürün ve hızlı lojistik hizmeti yatırımcının dikkatini kısa sürede çekti. Birçok Avrupa ülkesi, üretim ve tedarik merkezi olarak artık Türkiye’yi görüyor. Son olarak IKEA, Boehringer Ingelheim, LPP ve DW Reusables gibi uluslararası şirketler ülkemizde peş peşe yatırım kararı aldı. Türkiye’deki teşvik sisteminin sağladığı avantajlar da yatırım çekmede etkili oluyor. Bölgesinin dominant bir ülke haline gelen Türkiye’ye ilgi artarak sürecek.

Devamı Z Raporu Kasım 2021 sayısında…

Dikkat çekenler...