Türkiye ve Ortadoğu toprakları tarih boyunca çetin mücadelelerin, iktidar savaşlarının adresi olmuş. Haçlı orduları, Moğollar, Timur’un ordusu, Ruslar, İngilizler, Fransızlar, Yunanlıların işgal girişimleri, Ermeni ayaklanması, demokratik siyasete askeri darbeler, muhtıralar, seçkinci vesayetçi odaklar, terör, bölgesel savaşlar, mezhepçi ya da etnik temele dayalı iç savaşlara, bu zamana kadar şahitlik etmenin üzüntüsünü ve ısdırabını yaşıyoruz.

Anadolu coğrafyasında yaklaşık 1000 yıldır büyük bir medeniyet birikimine sahip ve şanlı bir tarihi olan Türkiye 2002’den sonra “yükselen yıldız ülke” olmaya başlayınca, küresel batılı güçler, Rusya, bazı sözde komşu ülkeler hasetlik ve kıskançlık paranoyası ile bu yıldızı söndürmek ve Türkiye’ye son 3 yıldır rahat yüzü göstermemek için her türlü pis oyunları oynuyorlar. Esasında içeride yek- vücut birlik olunduğunda hiç bir dış oyun başarıya ulaşamaz. Ama içeride demokrasi, özgür seçimler, halkın desteği ve iktidara gelme hususunda yenik düşen bazı muhalefet partileri ile bir kısım medya, grup ve vesayetçi odaklar yurtdışı güçlerle işbirliği yapmaya gönüllü soyununca, ülke içinde istikrarı ve ilerlemeyi sürdürmek çok zorlaşıyor. Türkiye’nin son 3 yıldır Taksim – Gezi kalkışması, 17 – 25 Aralık darbe girişimi, Kobani ayaklanması, HDP projesi ile hükümet düşürme, bölücü örgütün şehir terörü, canlı bomba terör eylemleri vs. gibi şer girişimlerine maruz kalması bu resmi açıklıyor. Bununla beraber, dünyanın her tarafında bu darbe girişimlerinin bir tanesi bile hükümetleri, ülkeleri hemen düşürebilecek iken, Türkiye’de halkın ve yönetimin birlikte “Sağlam İrade” ortaya koyarak şer odaklarını ve onların şer girişimlerini bertaraf etmesi, kahraman güvenlik güçlerimizin topraklarımızı teröristlerden başarıyla temizlemesi iftihar ettiğimiz ve yüz güldüren gelişmelerdir.

Devamı Derin Ekonomi Mayıs Sayısında …