Türkiye nasıl pozitif ayrıştı?

Türkiye ekonomisi, farklı ilginç bir dönemden geçiyor. Türkiye ekonomisi öncekilerdeki gibi alabora olmuyor. Bunun başlıca nedeni, kanımca ülke yönetiminde bir zaafiyetin olmamasıdır. Başkanlık Sisteminin tasarlandığı şekliyle etkin işleyip işlemediği tartışması bir yana, eğer cumhurbaşkanı parlamento tarafından seçilmiş ve başbakan parlamento tarafından onaylanmış olsaydı, muhtemelen 2018’de küresel krizin tekrar depreşmesinden bu yana çok daha sıkıntılı bir dönem yaşıyor olacaktık.

Bu yazıda, milli gelirdeki gelişmeler bakımından Türkiye’nin genel görünümünün ele alıp, Türkiye’nin bir resesyon veya normal büyüme trendi seçeneklerinden hangisine daha fazla benzerlik gösterdiğini değerlendireceğim. Grafik 1’de ABD doları cinsinden nominal fiyatlar, satın alma gücü paritesine göre hesaplanmış nominal uluslararası dolar fiyatları ve sabit TL fiyatlarıyla milli gelir serileri yer alıyor. Cari fiyatlarla Türk ekonomisi 2008 büyük resesyonunun etkisini 2009 yılında bir küçülme olarak yaşamış, ardından 2013 yılına kadar büyümesini sürdürmüş ve takip eden yıllarda sürekli olarak küçük oranlı ekonomik küçülmeler yaşamıştır. Dolayısıyla 2008 krizinden bu yana Türk ekonomisi bir durgunluk girdabına kapılmış görüntüsü vardır.

Satın alma gücü paritesine göre hesaplanmış milli gelir serisi ise farklı bir görüntü vermektedir. Grafikten görüldüğü gibi, Türk ekonomisi 2009 yılındaki küçük bir gerileme hariç tutulursa, sürekli bir büyüme eğilimine sahiptir. Nitekim 2002-2022 döneminde Türk ekonomisi yıllık ortalama olarak, nominal ABD doları ile yüzde 5,1, satın alma gücü paritesine göre yüzde 7,3 ve sabit Türk lirası fiyatlarıyla yüzde 4,9 oranında büyüme göstermiştir. Görüldüğü gibi her üç göstergeye göre Türk ekonomisi kayda değer bir büyüme göstermiştir.

Ne var ki, ele alınan dönemi 2009-2022 olarak belirlediğimizde, farklı bir tablo ortaya çıkıyor ve bugün kamuoyunda ekonomik duruma ilişkin yaygın tartışma da bu alt döneme ilişkindir. Nominal ABD doları cinsinden Türk ekonomisi yıllık ortalama – yüzde 0,3 küçülürken, satın alma gücü paritesine göre yüzde 7,3 ve sabit TL cinsinden ise yüzde 4,9 büyümüştür.

Devamı Z Raporu Dergisi Ağustos 2022 sayısında…

Dikkat çekenler...