Taklide değil yeniliğe ihtiyacımız var

İslami bankacılık ve finans sektörünün yüzde 20’yi aşan oranlarda büyüdüğü günler çoktan geride kaldı. İslami Finansal Hizmetler Kurulu’nun en son 2019 yılında hazırladığı rapora göre, 2018’de İslami bankacılık küresel bazda yalnızca yüzde 0,9, tekâfül (sigorta) sektörü ise yüzde 4,3 oranında büyüdü. Aynı şekilde, sukuk ihracı 2020’nin ilk yarısında yüzde 40 düşüş gösterirken, Standard & Poor’s (S&P) ve Moody’s’in sukuka dair küresel beklentiler üzerine yakın zamanda yayımladığı iki rapor bu yıl ihraç hacminde bir düşüşe işaret ediyor. Koronavirüs salgını nedeniyle düşen petrol fiyatları ve yükselen sosyal refah harcamaları ile karşı karşıya kalan birçok İslam ülkesi, bütçe açıklarını kapatmak için finansman toplama yoluna gittiği için bu düşüş oldukça şaşırtıcı olup, sukuk ihracının düşmesi değil, eskin bir şekilde artması beklenirdi. Ancak ilginç bir şekilde, 2020’nin ilk yarısında sukuk ihracı azalırken, küresel tahvil ihracı yüzde 25,5 oranında (4,5 trilyon dolar) arttı.

Herhangi bir sektör büyüdükçe büyüme oranları düşme eğilimine girebilir. Ancak İslami bankacılık ve finans sektörünün tamamı şu anda yaklaşık 2,3 trilyon doları değerinde olup, bu rakam 230 trilyon dolarlık toplam küresel finans piyasası değerlemesinin yalnızca yüzde 1’ini oluşturmaktadır. Bu göreli rakamlar göz önüne alındığında, İslami bankacılığın hızlı büyümeyi zorlaştıran bir boyuta ulaştığını söylemek zor. İslami bankacılık 2018’de yıllık yüzde 0,9 büyüme oranıyla, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerinin ortalama yüzde 3,1’lik GSYİH büyümesinin ve yaklaşık yüzde 2’lik nüfus artışının altında bir performans gösterdi. Yani, İİT ülkelerinde bile, İslami bankacılık göreceli olarak küçülmekte olup, bu henüz 35 yıllık bir sektör için erken yaşlanma demektir.

Devamı Z Raporu Eylül 2020 sayısında …

Dikkat çekenler...