Türkiye’nin sınai müteşebbislere ihtiyacı var. Sadece ‘düz’ müteşebbislere değil. ‘Sınai’ müteşebbislere. Yani sınai mallar üreten, markalar geliştiren, fabrikalar kuran, yeni ürünler geliştiren yeni pazarlarda satan.
İktisatçılara göre, üretim faktörlerinin (yani üretimi sağlayan girdiler) içinde toprak ve sermayeyle birlikte ‘emek’ bulunuyor. İktisatçıların piri olan İbn Haldun da, Adam Smith gibi klasik iktisatçılar da ve onların bir türevi olan Marksist iktisatçılar da ‘değerin’ emek tarafından belirlendiğini söylüyorlardı.
Marks’a göre emeğin her türü aynıydı. Schumpeter’a kadar, emeğin türleri arasında büyük bir ayrım yapılmıyordu. Schumpeter ise müteşebbisliğin bir emek türü olarak farkını ortaya koydu. Schumpeter’ın müteşebbisi yeni şeyleri veya eski şeyleri yeni yöntemlerle yapan kişiydi. Bu şekilde müteşebbis ekonominin büyümesini ve değişmesini sağlayan kişiydi. Marks’ın anlayamadığı ve sonuçta Sovyetler Birliği’nin çöküşünü getiren ve ilk ve son önemli sosyalist deneyi iflasa sürükleyen de Schumpeter’ın anladığı ancak Marks’ın anlayamadığı müteşebbis gerçeğiydi.
Ekonomi için her müteşebbis önemlidir. Zira büyümeyi, verimlilik artışlarını, istihdamı sağlayan ‘üretim faktörü’ müteşebbislerdir. Ancak aynı emek için olduğu gibi her müteşebbisin de aynı olmadığını anlamak gerekiyor. Türkiye gibi ülkelere büyümeyi getirecek faktör ‘iyi’ müteşebbislerdir. Ancak sınai müteşebbis diğerlerinden daha önemlidir. Çünkü, sınai yatırımları yapacak olan sınai müteşebbislerin karşılaştıkları engel ve şartlar diğerlerine göre daha çetindir.
Devamı Derin Ekonomi Mayıs Sayısında …