Sıfır Atık: Türkiye’ye iyi gelecek

Ekonomilerin sürdürülebilir bir geleceğe sahip olması için son dönemde dünyada öne çıkan yaklaşımlardan biri de, döngüsellik üzerine kurulu. Döngüsel ekonomi (circular economy) olarak adlandırılan bu trend, malzeme ve ürünlerin değerlerinin mümkün olduğunca uzun süre korunmasını ve bu amaçla üretim bileşenlerinin defalarca değerlendirilebilmesini amaçlıyor. Enerji dahil çeşitli kaynakların korunmasını ve tasarrufunu hedefleyen döngüsel ekonomiyi, ülkeler için rekabet gücü ve sürdürülebilirlik anlamında önemli bir şans olarak değerlendirmek mümkün.
İşte son dönemlerin gözbebeklerinden olan döngüsel ekonomi politikalarının temel ayaklarından biri de, tahmin edilebileceği üzere “atık yönetimi”… Bir ürünün hayatının sonuna gelmesinin ardından onu yeni bir değer yaratmak için kullanan yeniden dönüşüm, ekonomideki kıt kaynakları korumanın yanı sıra çöplerden sızan toksinleri ve sera gazı emisyonunu azaltma gibi işlevler görüyor.
Bu bağlamda, atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım süreci içinde minimize edilmesini amaçlayan “Sıfır Atık” da, son dönemde dünya çapında bilinci ve uygulaması giderek yaygınlaştırılmaya çalışılan bir inisiyatif olarak karşımıza çıkıyor. Hedefi kısaca “hiç çöp kalmamalı” olarak tanımlanabilen sıfır atık girişiminin, ülkemizde de 2017 yılında Sayın Emine Erdoğan’ın himayesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bir proje olarak hayata geçirildiğini hatırlayacağız.
Tam bu noktada, öncelikli olarak kamu binalarında başlatılan Türkiye’nin “Sıfır Atık” projesinde elde edilebilecek en temel çıktılardan birkaç örnek vermenin, çabaların anlamını idrak etme ve aksiyona geçme açısından önemli olduğunu düşünüyorum: Bakınız; 1 ton atık kağıdın değerlendirilmesi sonucu 17 ağacın kesilmesinin önleneceğini, geri dönüştürülen her 1 ton cam için yaklaşık 100 litre petrol tasarruf edileceğini ve metal/plastik geri kazanımı ile büyük ölçüde enerji tasarrufu sağlanabileceğini bilmek, açıkçası toplumun her kesiminin omuzlarına geleceğe dair bir sorumluluk yüklüyor.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Şubat 2018 sayısında….

Dikkat çekenler...