Richard Thaler: İktisat matematikten ibaret değildir

Bu yıl Nobel Ekonomi Ödülü, davranışsal ekonomi üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından Şikago Üniversitesi’nden ABD’li Richard Thaler’e verildi. Thaler’a verilen bu ödül bana yine ekonomistler arasında uzun süredir devam eden bir tartışmayı hatırlattı. Egemen iktisadi görüş ekonomideki olayları açıklamanın en doğru ve sistematik yolunun matematik olduğunu savunur. Thaler gibi düşünen ekonomistler ise iktisadi verilerin analizinde psikoloji ve sosyolojik unsurların ihmal edilmemesi gerektiğini savunuyor. Thaler bu konuda yalnız değil. 2002 yılında Nobel Ödülü alan Daniel Kahneman çalışma alanı psikoloji ve ekonomi ilişkisidir. Konu son yıllarda tartışmaya açılmış gibi görünse de tartışmanın kökenleri çok eskilere dayanır. Adam Smith 1759 yılında yayınladığı “The Theory of Moral Sentiments” adlı çalışmasında bireysel davranışın psikolojik ilkelerini dikkate alınması gerektiğini savunmuştu. Tartışmanın bir de üçüncü bir tarafı var. Ünlerini matematiksel iktisat alanında yaptığı çalışmalara borçlu olan Nobel ödüllü Wassily Leontief, John Hicks, Paul Samuelson, Robert Solow ve Joseph Stiglitz dahi iktisadın sadece matematikle açıklanmasından son derece rahatsızlar.
Davranışsal iktisadı Amerikalı ekonomist Colin F. Camerer ve George Loewenstein çok güzel tanımlıyor. Camerer ve Loewenstein’e göre davranışsal iktisat özünde inanç olan ve gerçekliği artıran psikolojik temellere dayalı ekonomik bir analizle, saha olaylarında daha iyi tahmin yaparken teorik bakış açısı oluşturan ve daha iyi düşündüren bir politikadır. Davranışsal iktisada göre insanlar her zaman faydalarını veya kârlarını maksimize etmek amacıyla hareket etmeyebilirler. Asimetrik bilgi, belirsizlik, riskten kaçınma dürtüsü, statü ve itibar kazanma isteği veya kaybetme korkusu gibi psikolojik nedenler insanları maksimizasyondan uzaklaştırabilir.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Kasım 2017 sayısında …

Dikkat çekenler...