Mevduat faizi meselesinde sabırlı olmalıyız

Önceki bir yazımda mevduat faizleri meselesinin önemli bir konu olduğunu ve bu konuda bazı önlemler alınması gerektiğini yazmıştım. Mevduat, ticari bankaların diğer fon kaynakları arasında en büyük paya sahiptir. Bankalar mevduatı toplar ve müşterisine belirli vadeler için faiz ödeyeceğini taahhüt eder. Müşteriler bankaya emanet olarak bıraktıkları mevduatlara karşılık belirli vadeler için faiz alır. Ödenen her faiz bankanın fon maliyetidir. Faizler yükseldikçe bankaların fonlama maliyeti artar. Mevduat faizlerindeki artış, kredi faizlerine yansır. Dolayısıyla kredi faizleri de mevduat faizlerine bağlı olarak yükselmeye başlar.
15 Temmuz 2016 öncesi mevduat faizleri düşüş eğilimine girmişti. Eğer 15 Temmuz darbe girişimi ile karşı karşıya kalmasaydık, bugün mevduat faizlerinden artışı konuşmuyor olacaktık. Merkez Bankası verilerine göre 21 Haziran 2017 tarihi itibariyle bankaların ortalama TL mevduat faiz oranları yüzde 14’leri aştı. Bankalar kendi aralarında mevduat faizi yarışına girdiği gözleniyor. Önlem alınmazsa daha yüksek mevduat faizi oranları ile karşılaşmamız sürpriz olmaz.
Mevduat faizlerinin yüksek olmasının ortaya çıkardığı olumsuz durumları açıklayalım. Yüksek mevduat faiz oranı, kredi faizlerini yükselttiği için kredi talebini yavaşlatır. Bir nevi yatırımlardan caydırıcı etkisi vardır. Başka bir olumsuz etki de mevduat sahipleri üzerinden gözlemleyebiliriz.
Yüksek faiz ortamında tasarruf sahipleri satın alma kararlarını erteleyerek büyümeyi olumsuz etkiler. Tasarruf sahibi tüketim yerine tercihini tasarruf yapmaktan yana kullanır. TL mevduat faizlerinin olumlu yanı ise yurtiçi yerleşikler döviz cinsinden mevduatlarını TL’ye çevirerek, ters para ikamesinin oluşmasının teşvikini sağladı. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kur baskısının böylesine sıcak hissedildiği dönemde TL’nin değer kazanıyor olması son derece önemli.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Temmuz 2017 sayısında….

Dikkat çekenler...