Medeniyet Bakanlığına doğru

IMF’de çalıştığım yıllarda HIPC İnisiyatifi sürecinde bir ülkenin borçlarının net bugünkü değer bazında yüzde 60 silinmesi sürecinde sorumluluk almıştım. Borç silme operasyonunun şartlarından birisi ülkede yolsuzluğun azaltılması idi. Ölçmediğinizi yönetemezsiniz; somut bir “tetik” olarak bu şartın ölçümü için Yolsuzluk ile Mücadele Kurumunun kurulması belirlenmişti. Kurum kurulunca yolsuzluk azalır mı diyeceksiniz. Haklısınız.

Kurumsal iktisat yazınında kurumlar alışkanlık ve davranış biçimleri (Veblen) ya da “oyunun yazılı olan ve olmayan kuralları” şeklinde tanımlanır. Resmi olarak bir kurumu kurmanın hedeflenen sorunu çözmede etkin olmayacağını biliyoruz. Dahası, yolsuzluklar değişik çeşitleriyle büyük ölçekte ABD, Hollanda gibi batı ülkelerinde de yaygın durumda.

Ancak, karar alıcıların bir konuya önem verdiğinin, gündemlerinin önemli maddelerinden birisi olduğunun gösterilmesi (sinyal etkisi) bu tür kararlarla gerçekleşiyor. Yani bu tür kararlar yöneticilerin “söylemlerinin” önemli bir unsuru haline geliyor.

Örneğin Birleşik Arap Emirlikleri (her ne kadar yerli kapasiteleri olmasa da) geçen yıllarda bir Yapay Zeka Bakanlığı kurdu. Dostlar alışverişte görsün şeklinde de yorumlayabilirsiniz ama bu ülke yöneticileri bu kararı muhtemelen halka ve dünyaya bir mesaj vermek için aldı. Sözü Medeniyet Bakanlığına getireceğim. Ülkemizde Bakanlık isimleri ve yapıları sık sık değişir. İlgili Bakanlık uzun süre “İmar ve İskan Bakanlığı” olarak adlandırılırdı. İmar güzel bir sözdür, Türkçe karşılığı “bayındırlıktır.” İskan ise insan yerleşimi manasına gelir. Bakanlığın ismi sonradan Şehircilik, Çevre ve Şehircilik gibi adlar aldı. Şehircilik, imar, iskan, “medeniyetin” önemli unsurlarındandır. Medeniyet ise kelime olarak “şehir” ya da “kent” manasına gelir. Yani insanların birlikte yaşadıkları ortamlar. İnsanlar birlikte yaşadıkları zaman belli hayat tarzları, kültürleri oluştururlar. Bazı medeniyetler diğerlerine göre daha fazla “gelişmiştir.” Bu gelişmişlik sadece yüksek binalar geniş caddeler ve köprüler değildir. Gencin, yaşlının, yoksulun, zenginin, alimin, iş adamının birlikte uyum içinde yaşadığı kentler daha medeni ortamlara işaret eder.

Devamı Z Raporu Kasım 2020 sayısında …

Dikkat çekenler...