Kapitalizmin son çılgın adamı ve ‘eski dünya’nın bilgeliği

Dünyanın en öncelikli konusu ABD Başkanı Donald Trump’ın kendisi. Küresel sermaye çevreleri, jeopolitik hesaplaşma çizgisindeki güçler, merkez ülkeler, çevre ülkeler, örgütler, ABD içindeki iktidar yapıları ve aklınıza kim gelirse hepsi yeni ABD başkanının sıradışılığına, çılgınlığına ve ne yapacağına kilitlenmiş durumda. Ciddi bir belirsizlik, sorgulama bütün başkentlerde hissediliyor. Özellikle kaynak ülkeleri, Trump’ın piyasa ve kaynaklara yönelik söylemini ve iştahını büyük bir gerginlikle izliyor.
Hem ABD içindeki hem de dünyadaki yerleşik düzeni sorgulayan, sözünü esirgemeyen, radikal eğilimleri öne çıkan, uçuk kararlara imza atacağı şimdiden belirginleşen bu adamın, dünyayı kaosa mı sürükleyeceği yoksa ABD için yeni bir çıkışın, yükselişin öncüsü mü olacağı merak ediliyor. Trump hakkında öngörüde bulunmak zor, çünkü ne zaman ne yapacağı kestirilemiyor. Sistemik uyumdan ziyade dar bir çevre bakışı öne çıkıyor. Irkçılığa eğilimi, yabancı düşmanlığı özellikle göçmen ve İslam konusundaki negatif tutumu kaygıları artırıyor.
Belirgin bir yol haritası görünmüyor. Kafasında ne varsa büyük çoğunluğu henüz açığa çıkmış değil. Kafasındakilerin ne kadarını gerçekleştirebileceği, ne kadarına izin verileceği, evcilleştirilip evcilleştirilemeyeceği ya da görev süresini bitirip bitiremeyeceği de en büyük merak konularından.
Kendi kurumları, istihbarat ağları tarafından tehdit görülen, Rus ajanı ilan edilen, susturulmak istenen, ABD içinde ciddi toplumsal ayrışmaya neden olan, jeopolitik hedeflerden çok ekonomik çıkarlara, hedeflere hatta savaşlara hazır bir ABD başkanı olacak sanki. ABD ekonomisini eve çağıran, istihdam çılgınlığına odaklanan, ülkeyi bir şirket gibi yöneteceğini ortaya koyan Trump, ABD öncülüğündeki küresel kapitalizmin zirvesi. Tek kutuplu dünya sistemi arayışları Trump’ın ‘Dünya CEO’su’ tezine dönüşmüş gibi.
Barack Obama’nın enkaz görüntüsü Trump’ı bazıları için bir umut olarak öne çıkarsa da, bu umut kısa süre içinde büyük bir hayal kırıklığına dönüşebilir. Ortadoğu’ya daha ‘İsrailci bakış’, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen ‘Terör koridoru’nu ‘Güvenlik Koridoru’ olarak yeniden formatlama çabası, NATO ve AB gibi yapıları değersizleştirme girişimleri, Çin’i en büyük düşman olarak öne çıkarma, Rusya’yı yanına çekerek Moskova-Pekin arasında güvensizlik oluşturma planları, yorgun dünya için daha yorucu ve yıpratıcı yeni sorunları beraberinde getirebilir.
Ama Trump’ın en büyük çıkışı kesinlikle küresel ekonomi ve kaynaklar üzerinde olacaktır. Jeopolitik yerine ekonomik savaşların biçimlendirdiği güç haritası çalışmaları öne çıkacaktır. Kaynaklar üzerinde zaten var olan çatışmalar, örtük savaşlar açık çatışmalara dönüşecek, yeryüzünde yeni kırılgan hatlar oluşacak, yeni cepheler şekillenecektir. Kişiliği, iş tutuş tarzı, ABD’ye ve dünyaya bakışı, onu öne çıkaran iktidar çevrelerinin kimliği ve hırsları Trump’ı yeni bir kapitalist efsaneye dönüştürmeye ayarlıdır. ABD’nin öncülük ettiği kapitalizmin nihai zirvesi belki bu dönem yaşanacak, Trump da onun son temsilcisi olacaktır.
Güç haritasında, hesaplaşmasında yeni bir dönem başlıyor. Belki bu, ABD’nin Trump üzerinden büyük çılgınlıklarla yürüteceği son küresel operasyon olacaktır. ABD’nin, iflasla sonuçlanan, ‘tek kutuplu dünya’ projesi, belki Trump’la bir deneme daha yapacak, ama ‘eski dünya’nın bilgeliğinin, sabrının duvarlarına çarpıp etkisizleşecektir.
Bundan sonra yaşanacaklar dünya siyasi tarihinde derin izler bırakacak, birçok ülkenin pozisyonunda ciddi değişiklikler olacaktır. Ortadoğu’da devam eden krizlere, Türkiye’nin içinde bulunduğu tehditlere, yeni ilişki arayışlarına buradan bakmakta fayda var. Çünkü çok şey değişecek…

Dikkat çekenler...