İslami finansmanda vergi tarafsızlığının iyileştirilme ihtiyacı

Kendi sınırları içinde İslami finansmanı etkinleştirmek isteyen ülkeler için en önemli ön şart, vergi tarafsızlığı sağlayacak bir vergi mevzuatıdır. Burada amaç, İslami finansman için eşit fırsatlar oluşturmaktır. Böyle bir mevzuata duyulan gereksinim, İslami finansmanın gerçek varlıklara dayalı olmasından dolayı, bu finansmanın dayanak bir varlıkta işlem görmesini gerektirmesi gerçeğiyle ilgilidir. Finansman herhangi bir varlığın, genellikle de gayrimenkulün satılması ve geri satın alınması yoluyla elde edildiğinde, uygulanabilir damga vergisi ve vergi sonuçları külfetli olabilir. İşlemin en azından bir ayağından feragat etmedikçe, İslami finansmanın kendi kendini engelleyici hale getirecek maliyetleri olacaktır. Gerçek bir dayanak varlığa duyulan ihtiyaç hem İslami bankacılık hem de sermaye piyasası işlemleri için geçerlidir. Örneğin, tipik bir icâre sukukunda, mükellef, bir varlığın mülkiyetini o varlığı yatırımcılar için sukuk ihraç etmenin dayanağı olarak kullanacak bir özel maksatlı kuruma aktarabilir. Sukuk ihracı gelirlerini aldıktan sonra, o varlığı kullanmaya devam eden mükellef, sukuk sahiplerine periyodik olarak ya icâre ya da kira öder. Bu kira ödemeleri, dayanak varlığın mükellefe yeniden satıldığı vade tarihine kadar devam eder. Yeniden satıştan elde edilen kazançlar daha sonra ödenmemiş sukuklar için nihai itfa tutarı olarak kullanılır. Kısacası, vergi tarafsızlığı olmadığı zaman, varlığın satışı ve yeniden satışı işlemin tamamını aşırı pahalı hale getirir.
Vergi tarafsızlığı İslami finansmana geleneksel finansman karşısında eşit fırsatlar sağlamaya yardımcı olsa da, mevcut vergi düzenlemesi İslami finansman alanında bir dengesizliğe neden olmuş gibi görünüyor. İcâre, murabaha, vadeli satış, salam ve benzerleri gibi borca dayalı sözleşmeler artmış olup şu anda İslami finansmana hakimken, mudaraba ve muşaraka gibi risk paylaşımına dayalı sözleşmeler kullanılmıyor. Ancak yine de İslami finansmana gerçek anlamda katma değer sağlayan risk paylaşımına dayalı sözleşmelerdir. Bugün ister İslami bankacılık ister İslami sermaye piyasası ürünleri olsun, borca dayalı sözleşmeler toplam işlemlerin yüzde 80 ila 90’ını oluşturuyor.

Devamı  Derin ekonomi Aralık 2017 sayısında…

 

Dikkat çekenler...