Gündemin yoğunlukla finansal piyasalar olduğu son aylarda şartların getirdiği durumları kullanmanın vakti gelmiştir. Kur düzeyimiz avantajlı iken ve on yıllardır cari açık sarmalına yakalanmış bir ekonomik düzen varken esasen konuşulması gereken tek konu “ihracat” olmalıdır. Zira finansal piyasalar bizim kontrolümüzde değildir. Ancak ürettiğimiz ürünleri daha fazla, daha kaliteli ve kur avantajıyla kısmen daha uygun fiyatlar ile dünya piyasalarına sunma imkânı kendi ellimizdedir. Biz üzerimize düşeni yapmalıyız. Sonrası tevekküldür.
Geçen ay teknoloji kıtlığı içerisinde olan tüm gelişmekte olan ülkeler için en iyi örneklerden birinin Çin Halk Cumhuriyeti olduğunu ifade etmiştim. Zira Türkiye de teknolojik anlamda atağa kalkma çabasına soyunmuşken, her şey yolunda giderse, bu atağın meyvalarını yemek orta-uzun vadeli bir iş olacaktır. Bu esnada kısa-orta vadede hem cari açıktan korunmak, hem de işsizliğin yükselmesini engellemek adına emek yoğun klasik sektörlere ihtiyacımız devam edecektir. Ancak bu üretim ihracat için -dış taleplere uygun- olmalıdır.
İHRACATI BÜYÜK FİRMALARIN İŞİ OLMAKTAN ÇIKARMALIYIZ!
Ülke ihracatının yüzde 41’nin en büyük 500 şirketimize (İSO 500) ait olduğunu düşününce ihracatın sadece büyük firmaların yapabileceği bir faaliyet olmaktan çıkarılması ana konumuz olmalıdır. Kobilere inecek ihracat mantığı iki temel fayda sağlayacaktır. Birincisi, alt sanayide büyük firmalara üretim desteği veren bu kobilerimiz yıllar içinde ana sanayi olma yolunda ilerlemiş olacaktır, ikincisi bu esnada dış talep merkezli, kaliteli, standart ürün yapma mantığını uygulamaya geçirmiş olacaklardır. Düşe kalka da olsa akabinde kendi markaları ile de uluslararası arenada var olacaklardır. Binaenaleyh, Türkiye’de girişimci genç nüfus haddinden fazladır.
BİR ÖRNEK ÜLKE DAHA…
Bu konuda Tayvan, resmi adıyla Çin Cumhuriyeti’nin, modelini incelemek uygun olacaktır. Öncelikle kısaca Tayvan hakkında bahis edelim. Uzakdoğu’da adalar üzerine kurulu 23.5 milyon nüfusa sahip ülkenin kişi başına geliri 1980 yılında 3.000 USD seviyesinde iken 2017 yılı itibariyle 24.500 USD’ye varmıştır. İç pazara yönelerek kalkınmanın mümkün olmadığını düşünerek tüm gayretlerini isabetli dışa açılım politikaları uygulama üzerine kuran Tayvan’da kalkınmanın itici gücü ihracat haline getirilir.
Devamı Derin Ekonomi Kasım 2018 sayısında …