Dağlık Karabağ çatışmasına bütünsel bir bakış

Dağlık Karabağ çatışması Şubat 1988’de, eski Sovyetler Birliği sınırları içindeki Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçası olan Dağlık Karabağ’daki Ermeni milliyetçilerinin bölgenin Ermenistan ile birleşmesi çağrısıyla başladı. 1992’den 1994’e kadar süren savaşta Azerbaycan, bugün hala Ermeni güçlerinin işgalinde olan, uluslararası alanda tanınmış topraklarının yaklaşık yüzde 20’sini kaybetti.

İçinde bulunduğumuz yüzyılın ilk yıllarında, AB bölgedeki birçok çatışmayı ele almak için bir “Kafkasya İstikrar Paktı” fikrini ortaya atmış olsa da, sonraları bunun uzak bir ihtimal olduğu anlaşıldı. Daha sonra, fikrin kapsamı daraltılarak mevcut Avrupa Komşuluk Politikası kapsamında AB’nin Güney Kafkasya ülkeleriyle ikili ulusal programlarına entegre edildi.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Azerilerin ve Karabağlı Ermenilerin uygun bir aşamada müzakere sürecine katılmaları gerektiği yönünde bir pozisyon aldı. 2007’de Madrid’de düzenlenen bir bakanlar konferansında AGİT, anlaşmazlığı çözmek için bir temel olarak bu şartı resmen kapsayan Madrid İlkeleri’ni önerdi. Madrid İlkeleri, sonraki yıllarda iki taraf arasında daha fazla arabuluculuğa dayalı müzakerelerin konusu olmuş olsa da, iki taraf da onu tanımadı.

Öte yandan, AGİT’in Minsk Grubu himayesindeki diplomatik görüşmeler de çok başarılı olamadı. Bu arada Ermenistan, işgal altındaki Azerbaycan topraklarında yerleşim politikası ve yasadışı ekonomik faaliyetler yürütüyor. Burada birçok Ermeni bankasının yanı sıra Armentel (Beeline markası altında Rus Vimpelcom’un bir yan kuruluşu) ve Orange Armenia (Orange Group France’ın bir yan kuruluşu) gibi mobil operatörler de faaliyet gösteriyor.

Devamı Z Raporu Eylül 2020 sayısında…

Dikkat çekenler...