Bir başka Yunan trajedisi

Bu yazıyı baskı altında, gözleri yaşlı, şok içinde ve öfkeyle yazdığımı bilmenizi isterim. Yaz tatilim hızla yaklaşırken ve dünyanın geri kalanından, özellikle de sosyal medyadan tamamen uzak kalacağım birkaç haftayı dört gözle beklerken, 24 Temmuz Salı günü memleketim Yunanistan’ın başına gelen bir başka trajedinin şokuyla uyandım. Bu yazıyı yazdığım sırada, Atina yakınlarında iki yoğun nüfuslu kasabayı vuran yangında 60’dan fazla insan hayatını kaybetmiş, onlarcası kayıp, 150’den fazlası yaralanmış ve en az 1.000 ev tamamen kül olmuştu. Haberler gelmeye devam ettikçe ve yıkımın görüntüleri yayıldıkça, trajedinin büyüklüğüyle donakaldım. Ne yazık ki, Mayıs 2014’teki Soma maden faciasında, ABD’de birçok okula ardı ardına yapılan saldırılarda ve Paris, Brüksel, İstanbul ve başka şehirlerde yapılan pek çok terör saldırısında olduğu gibi, hayat ülkelerin ve toplumsal hafızalarının uğraşmak zorunda kaldığı trajedilerle dolu. Ancak kundakçılar tarafından çıkarılmış ya da doğal nedenler sonucunda çıkmış olduğuna bakılmaksızın, yangınlarda bu kadar çok can kaybı yaşanmasını akıl almıyor. Her ne olursa olsun, Yunanistan neticede barış zamanlarında nispeten varlıklı bir Avrupa ülkesidir. Hükümet sabotaj olasılığı da dahil olmak üzere yangından asimetrik tehditleri sorumlu tutuyor. Maalesef bu görüşe katılmıyor ve bunun bir kayıtsızlık olduğunu düşünüyorum. Şayet devlet asimetrik tehdit zamanlarında canları ve malları kurtarmak için kararlı bir şekilde hareket edemiyorsa, ne için vardır ve ne rol oynamaktadır? Bir Yunan vatandaşı olarak Jean Paul S artre’ın “Bizler  seçimlerimizden ibaretiz” sözüne tamamen katılıyorum, zira trajedi ve ardından gelen vicdan muhasebesi sürekli tekrarlanan bir kabus. Her ne zaman bir yangın çıkıp kontrol edilemez hale gelse, hükümet yetkilileri daima karanlık güçlerin ülkeyi istikrarsızlaştırmak için iş başında olduğunu öne sürüyor. Durum böyle bile olsa, ortak akıl devlet aygıtının bunlarla başa çıkmak için organize olması gerektiğini söylemez mi? Vatandaş itfaiyenin, polisin, yerel ve bölgesel yetkililerin ve sivil savunma mekanizmalarının koordineli bir şekilde hareket etmesini bekleyemez mi?

Devamı Derin Ekonomi Ağustos 2018 sayısında …

Dikkat çekenler...