16 Nisan’dan sonra Türkiye’nin mucizevi yükselişine hazır olun

Türkiye, içeride olağanüstü bir sistemik dönüşüm mücadelesi verirken, bu uğurda sayısız tehlikelere göğüs gererken, çokuluslu müdahalelere direnirken, darbeler ve iç savaş tezlerini boşa çıkarırken, terör üzerinden içeriden ve dışarıdan tehdit edilirken aynı zamanda yakın çevresindeki kaos fırtınalarıyla, küresel ölçekteki güç hesaplaşmalarıyla da mücadele ediyor.

Kendini yeniden kurmanın, 21. yüzyılın büyük güç haritalarına göre yeniden formatlamanın, yeni tehditlere ve meydan okumalara direnmenin yollarını arıyor, küresel sistem içinde eskisine göre çok daha merkezi bir zemin oluşturmaya çalışıyor. Bu yolda, açık tehditlerle, dolaylı savaşlarla yüzleşiyor. Müttefik ilişkilerinin anlamsızlaştığını, kendisine yönelen tehditlerin büyük oranda kendi müttefiklerinden geldiğini gördüğü için farklı güç arayışlarına, ortaklıklara, savunma ve dayanışma ilişkilerine giriyor.

Bu değişime direnen, nasıl bir dünya kurulduğunu anlamakta zorlanan, nasıl bir Türkiye’nin bu fırtınadan sağ çıkabileceğini kavrayamayan, eski söylemlerle dar iktidar alanlarını koruma telaşına düşen çevrelerin etkisini aşındırıyor, direncini kırıyor, onları bu büyük dönüşüm ve büyüyerek varolma yolunda engel olmaktan çıkarıyor. Açık bir şekilde dışarıdan gelen tehditlere karşı hazırlık yapıyor. Çünkü yıllardır coğrafyamızda birçok ülkeyi etkileyen istikrarsızlık ve harita çalışmaları Türkiye’nin sınırlarına kadar taşındı. Burada yapılacak şey, savunma, diz çöküp yardım isteme değil, tarihi hafızayı canlandırarak büyük bir meydan okumaya girişmektir. Türkiye de öyle yapıyor. Artık savunma değil, taarruz dönemidir. Artık küçülen ülke değil, büyüyen Türkiye’dir. Artık harita planlarına harita planlarıyla cevap verme, bölgemize ve ülkemize yönelen istila dalgalarıyla başka türlü bir oyun oynama dönemidir.

Açıkça söyleyebiliriz; Türkiye, içeriden ve dışarıdan gelen yıkım dalgalarına, küresel ölçekteki güç hareketliliklerine en hızlı hazırlık yapan ülkelerden biridir. Bu yüzden de ardı ardına saldırıya uğramaktadır, 15 Temmuz bunun nihai noktasıdır. 16 Nisan’da yapılacak referandumla, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçerek, devleti daha da güçlendirip, hareket alanını genişletip, hızlı hareket eden güçlü devlet yapısıyla büyük bir çıkış yapmaya hazırlanmaktadır.

Ekonomik yükselişe geçmiş, siyasi sorunlarını çözmüş ve bütün gücünü savunmaya yöneltmiş bir Türkiye ortaya çıkacaktır. Önümüzdeki dönemde, Suriye sınırlarını çok aşacak bölgesel sorunlar ortaya çıkacak, dünyanın başka bölgelerinde küresel ölçekte yeni krizler patlayacaktır. ABD buna hazırlanmaktadır. Rusya ve Çin buna hazırlanmaktadır. Birçok orta ölçekli ülke, bu gerçeğe göre pozisyon oluş- turmaya çalışmaktadır.

Türkiye, orta ölçekli ülke kategorisini çoktan aşmıştır, dünyanın yıldız ülkelerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Dolayısıyla çok daha merkezi roller üslenecektir. Öyleyse tereddüde, içerideki ufuksuz tartışmalara ayıracak zaman yoktur.

Türkiye çok hızlı hareket etmek zorundadır. İran ve bölge ülkeleri arasındaki kriz, bölgesel bir çatışmaya dönüşebilir. Zaten ABD, böyle bir krizin zeminini hazırlamaktadır. Türkiye, Arap dünyası ile dayanışmaya girmiş- tir, Körfez ülkelerinin savunmasına dair güçlü bir çıkış yapmıştır. Artık S. Arabistan’dan Basra Körfezi’ne kadar savunma etkisi hissedilecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son Körfez ziyareti, bölge ile Türkiye arasında böyle bir zemin oluşturmuştur. Askeri harcamalar artırılmalı, savunma teknolojileri yıldırım hızıyla yenilenmeli, nükleer teknoloji dahil her alanda teyakkuza geçilmelidir. Bu hazırlık, aynı zamanda bir güvenlik ekonomisi, savunma ekonomisi oluşturacaktır. Ama en önemlisi, küresel ölçekte bü- yük krizlere karşı en öncelikli konudur. 16 Nisan referandumundan sonra böyle bir yükseliş bekliyoruz. Ekonomide şaşırtıcı gelişmeler olabilir, Türkiye büyük bir sıçrama yapabilir. İç siyasette rahatlama, terörle mücadelede çok daha kararlı ve başarılı sonuçlar, Suriye’de daha etkili gelişmeler, coğrafyayı vuran krizlerde daha güçlü bir Türkiye etkisi ama en önemlisi küresel iktidar alanında çok daha merkezi ve saygın bir Türkiye göreceğiz.

Türkiye’nin mucizevi yükselişine herkes hazır olsun. Bunu engellemek için bütün kozları kullanacak, oyuncuları sahaya sürecekler. Ama artık çok geç. Türkiye’yi durdurmak onlar için çok zor

Dikkat çekenler...