16 Nisan’da güçlü bir evet

Türkiye 16 Nisan 2017 pazar günü tarihi bir halk oylamasına gidiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen 18 maddeli – Anayasa değişiklik paketi halkımı- zın onayına sunulacak. Bu paket AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi tarafından birlikte Meclis’e sunulmuş ve her bir maddesi ayrı ayrı ikişer defa ve tamamı gerekli 330 oydan fazlasını alarak Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da onaylanan bu paket 16 Nisan’da halkımızın önüne geliyor. Şimdi söz milletin. Milletin tercihi Türkiye’nin geleceğini belirlemede çok kritik bir rol oynayacak. Bizim şahsen oyumuz Evet olacaktır. Halkımızın da çoğunluğunun Anayasa değişikliğine güçlü bir Evet oyu kullanacağına inanıyoruz. Anadolu’nun ve aziz Milletimizin irfanı, sağduyusu, feraseti, ülkemiz için bu çok kritik oylamada bir kez daha kendini gösterecek ve güçlü ve yeni Türkiye’nin inşası yolunda, aziz halkımız Anayasa değişikliğine çoğunlukla evet diyerek destek olacaktır. Her şeyden önce, bu Anayasa değişiklik paketinin ismi Cumhurbaşkanlığı yürütme sistemi olarak nitelendirilebilir. Bu sürece nasıl gelindiğinin bilinmesinde fayda vardır. Türkiye’de 27 yıllık CHP tek partili sisteminden sonra, 1950’de milletin oylarıyla iktidara gelen Demokrat Parti başarılı bir 10 yıllık hükümet yönetimi sergileyince, bürokratik oligarşi ve tek parti zihniyeti, Demokrat Partiyi ve rahmetli Adnan Menderes’i 27 Mayıs 1960 askeri darbesi ile maalesef devirdiler. Adeta milletin seçtiği hükümetleri engellemeyi, denetim altına almayı amaçlayan yeni bir Anayasayı darbe şartlarında 1961’de yüzde 61 oy ile onaylattılar. Bu çerçevede her zaman kendi uhdelerinde gördükleri asker kökenli ve güçlü yetkilerle donatılmış, ama sorumlu tutulamayan bir Cumhurbaşkanı, Meclis’in yanında Senato ile ikili bir yasama yapısı, Milli Güvenlik Kurulu, Anayasa Mahkemesi gibi siyaseti ve yürütmeyi denetleme amaçlı organlardan oluşan bir yapı tesis edilmişti. Daha sonra 12 Eylül 1980 askeri darbesini yapan cunta da, kendilerini, askeri öne çıkaran, devletin halka tahakküm ettiği, özgürlükleri ve temel hakları kısıtlayan bir anlayışta, Cumhurbaşkanı’nın özellikle atamalardaki yetkilerini zirveye çıkartan bir Anayasa yapmıştı. O günkü darbe şartlarında 1982 Anayasası da kabul edilmişti. Türkiye yıllar sonra bir de 28 Şubat 1997 post modern darbesinin acılarını yıllar boyunca yaşamak zorunda kalmıştı. 1982 Anayasası üzerinde, 2000 ve 2002 yıllarında Avrupa Birliği ile katılım müzakereleri başlatabilmek adına bazı değişiklikler Meclis’teki siyasi partilerin uzlaşmasıyla yapılabilmişti. 3 Kasım 2002’de iktidara gelen AK Parti döneminde, hükümet ile Cumhurbaşkanı Sezer arasında bürokrasi atamaları, Meclis’te çıkarılan kanunlar ile temel haklar ve hürriyetlerin genişletilmesi konularında sürekli gerilimler yaşanması, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve üst yargı ile bu gerilimlerin ve sürtüşmelerin yaşanması hafızalarda tazeliğini korumaktadır.

Devamı Derin Ekonomi Mart 2017 sayısında …

Dikkat çekenler...