Patron koltuğuna fonlar oturdu

Ceplerine milyon dolarları koyan özel sermaye fonları, “çöpçatan” firmalar aracılığıyla şirket avlıyor. Türkiye’de 100’lerce şirketin patron koltuğuna oturan 109 fon, hızlı büyüyen, pazar lideri olabilecek firmaları radara alıyor.

Türkiye, son yıllarda gelişmekte olan ülkelerin yıldızı. Doğu ve Batı pazarları arasında bir köprü. Üstelik 80 milyon nüfus, 10 bin doları aşan kişi başı geliri ve 800 milyar dolarlık ekonomisiyle, cirolarını katlamak isteyen yabancı yatırımcıların iştahını kabartıyor. TL’deki değer kaybı da yatırımcılar açısından büyük bir fırsat. Türkiye’nin 6-12 ayına değil, gelecek 15-20 yılına bakan ve güvenen birçok şirket ve özel sermaye fonu (private equity), “çöpçatan” firmalar aracılığıyla şirket avlıyor. Peki, bu fonlar satın almalarda nelere bakıyor? Özel sermaye fonları, bugün bir şirkete ortak olurken, örneğin 10-15 lira para koyuyor. Şirketten 4-5 yıl sonra çıkarken de 25-30 lira alıp gitmek istiyor. O nedenle stratejileri, büyüyen, biraz nakit koyunca daha hızlı büyüyecek, pazar lideri olma potansiyeli yüksek şirketlere odaklanmak üzerine kurulu. Bu da perakendeyi öne çıkartıyor. Fonların radarına aldığı perakende sektörünü, enerji, bilişim, telekom, imalat ve finansal hizmetler takip ediyor. Gayrimenkul sektörü de son dönemde revaçta. Özellikle Körfez ve ABD’li fonlar, markalı konut projelerine ortaklık teklif ediyor.

 

Masrafı kısıyor agresif büyümeye bakıyor

Fonlar, şirketin dümenine geçtiğinde değişiklikler de beraberinde geliyor. Bain & Company Türkiye Yönetici Ortağı Serhan Nadir, satın alma ya da ortaklık sonrası şirkette yapılan değişiklikleri şöyle anlatıyor: “Fonların ortak oldukları şirketlerde yaptıkları üç temel aktiviteden bahsedebiliriz. Büyümeyi güçlendirmek, masrafları azaltmak ve şirket yönetiminin yetkinliklerini arttırmak. Portfolyo şirketlerinde birkaç temel odak noktasının belirlendiği daha agresif bir büyüme planının oluşturulduğunu, değer katmayan masrafların giderek azaldığını ve de gerektiği takdirde değişimi etkin bir biçimde yönetebilecek liderlerin yönetime getirildiğini görebiliyoruz. ”Türkiye’ye bakıldığında, son 3 yılda 10-15 ülkeden fon yatırım yaptı. EY’nin tespitlerine göre, Türkiye’de yatırımı bulunan 109 özel sermaye fonlarının 67’si yabancı. Bu da ağırlıklı Amerika, Avrupa ve Ortadoğu merkezli fonlardan oluşuyor. Dikkat çekici olan yerli sermayenin de keşfettiği bu alanda yatırımının artması. “Venture capital” denilen özel girişim sermayesi fonların sayısı 18’i buldu. Ülker’in çatı kuruluşu Yıldız Holding iştiraki Gözde’nin yanı sıra, Esas, Gedik, Doğa, Revo, Capital, Ossis, İş Yatırım gibi yerli girişim fonlar, sadece geçen yıl 42 şirkete yatırım yaptı. Şimdiye kadar 14 şirkete gelen Esas Holding, son olarak Ayakkabı Dünyası’nın dümenine geçti. Murat Ülker’in en büyük hissedarı olduğu Gözde Girişim ise bugüne kadar 12 şirkete yatırım yaptı.

 

80 fon şirket arıyor

Türkiye’de aktif olan 70-80 fon da satın almalar için şimdiden şirket arayışında. Yurt dışından takip eden fonlar arasında TPG, BC Partners, Cinven, CVCI,KKR, Riverside var. Satın alma rakamları da azımsanacak gibi değil. Türkiye’de bir satın almanın ortalama değeri 50-80 milyon dolar arasında. Asya ülkelerinde 50, Avrupa’da 60 milyon dolar olan bu rakam ABD’de 100 mil-yon dolarlara kadar çıkıyor. Bu pazarın dünyadaki büyüklüğünü Bain & Company Türkiye Yönetici Ortağı Serhan Nadir, “Dünya’da özel girişim sermayesi fonlarının yatırımlarının 2014 yılı itibariyle 250 milyar dolara ulaştığını gözlemledik. Türkiye’de değeri açıklanan satın alımların 2014 yılında 340 milyon dolara ulaştığını görebiliyoruz” diye açıklıyor. Ancak bu rakamlar maalesef kriz öncesi seviyelerin kat kat altında. Küresel ölçekte birleşme ve satın almalar 2007 yılında 4.5 trilyon dolarlık işlem hacmiyle baş döndüren bir yıl olmuştu. Bu yatırımın 1.2 trilyon doları özel sermaye fonlarından gelmişti.

 

Yemeksepeti’ne Alman, Digiturk’e Katarlı patron

2015 yılının ilk yarısında göze çarpan en büyük satın alma işlemlerinde ise perakende öne çıkıyor. Berlin merkezli Delivery Hero’nun, Yemeksepeti’ni 589 milyon dolara satın alması, yurt içi ve yurt dışı piyasalarda büyük yankı uyandırmıştı. Wall Street Journal, Türkiye’deki bu satın almayı okurlarına, “Delivery Hero, Ortadoğu pazarında büyümek için bu satın almayı yaptı” diye duyurdu. İtalyan lüks modacısı Valentino’yu bünyesine katan Katar merkezli Mayhoola fonu da ‘Hopi’ uygulaması ile ses getiren Boyner Grubu’nun yüzde 30.7 hissesini 885 milyon lira satın alacağını açıkladı. Ayrıca, Mediterra Capital’ın Söke Un’u yutması ve Dubaili Abraaj Capital’ın hepsiburada.com’un yüzde 25’ini alması bu seneki anlaşmalarda öne çıkıyor. Son olarak TMSF’nin elinde bulunan Digiturk’ü, El Cezire’nin de sahibi olan Katarlı Bein Media Group satın aldı. 3.3 milyon abonesi olan Digiturk’un değeri 1.2 milyar dolar.

Türkiye’de geçen yıl ise 318 adet şirket birleşme ve satın alması gerçekleşti. EY’nin Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2014 raporuna göre, bunlardan 188’inin işlem değeri açıklanırken, 130’unun gizli tutuldu. Değeri açıklanan 130 işlemde 17.7 milyar dolar işlem hacmi yakalandı. Bu pastadan özel sermaye fonlar da pay aldı. Geçtiğimiz yıl 43 şirkete ortak olan fonlar, toplamda 343 milyon dolarla patron koltuğuna oturdu. Yatırımları arasında Yörsan, Çelebi Havacılık, Kamil Koç, Ayakkabı Dünyası, Ziylan, Namet, Medical Park, Uno, Şok yer alıyor. Deliotte’a göre de, 15 şirketten çıkış oldu. Baktığımızda, Ashmore Grup Arzum’dan, Citigroup Venture Capital International (CVCI) Boyner’den, İş Girişim; Aras Kargo’dan, Abraj; Capital Acıbadem’den, Esas Holding; Electro World’den çıktı. EY Türkiye’den Sermaye Fonları Sektör Lideri Demet Özdemir’e göre, 2013 yılında da 13 şirketten çıkış oldu. Çıkış işleminin tutarı 850 milyon doları buldu. Öte yandan, 2015’in ilk yarısında fonlar, 27 şirkete 363 milyon dolar yatırım yaptı.

 

FİYATI YÜKSELEN ŞİRKETLER “TOK SATICI” OLDU

Ünlü Menkul Değerler CFA’sı Atilla Köksal, özel sermaye fonlarının genelde 3-5 yıl ve daha uzun vadeli yatırım yaptıklarını belirterek, “TL’de ani iniş-çıkışlar, faizlerdeki kısa vadeli değişiklik bu kararlarını pek etkilemez. O nedenle biz, Türkiye ilgisinde herhangi bir azalma görmüyoruz” dedi. Son dönemde ise Türk şirketlerinin fiyatlarının yükselmesinden dolayı, “tok satıcı” tabirinde olduklarını dile getiren Köksal, “O nedenle bu fonların yatırımda zorlandıklarını söyleyebiliriz. Fiyatın artmasından dolayı yatırımda sıkıntı yaşadılar, bu durum fonların beklentilerini karşılayamadı. Ayrıca, büyük ölçekli, yani 100-200 milyonluk yatırım yapmak isteyen, ortak arayan yerli şirket de yok. Bu da fonlar açısından sıkıntı. Ancak Türkiye’nin demografik yapısı, genç nüfus büyümeye devam ettirecek” dedi. Özel sermaye fonlarının perakende sektörüne ilgi gösterdiğini dile getiren Köksal, “Perakendede hem gıda, hem gıda dışı perakendeye ilgi var. Finans sektörü de ilgi çekiyor. Üretime de zaman zaman ilgi duyan fonlar görüyoruz. Gayrimenkule ilgi gösteren fonlar var” bilgilerini paylaştı. Bu fonların Türkiye’de kaç Türk şirketine yatırımı olduğuna ilişkin Köksal, şunları söyledi: “Yüzlerce oldu. Hatta bazılarının çıkış dönemi yaklaştı. Mesela Digiturk buna örnek. Kârları realize ediyorlar, sonra da halka arzla ya da başka birine satarak çıkış olabilir. Getiri beklentisi fon yapısına göre değişir ancak, yüzde 20-25 arasında getiri beklentisi var. Kimi bunun çok üzerinde getiri elde edebilir. Genelde Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapan fonlar, memnun olarak çıkıyorlar.”

Dikkat çekenler...