HARİTAYI BU SEFER KİM ÇİZECEK

Batının, bir asır önce kendi çıkarları ve paylaşım anlaşmaları çerçevesinde çizdiği, bölge halkına dayattığı suni sınırlar artık dikiş tutmuyor… Küresel enerjinin merkezi Ortadoğu, dünya siyasetinin kodlarını tamamen değiştirebilecek bir potansiyeli barındırıyor. İlk küresel paylaşım savaşında çizilen mevcut sınırlar bugün yeni güç dengeleri ile yeniden çizilecek. Küresel siyasetin bundan sonraki seyrini buradaki yeni haritayı kim veya kimlerin, nasıl ve hangi yöntemlerle çizeceği belirleyecek…
Sinem Köseoğlu

picot-skeys

Yunan ve Roma mitolojisinde ‘Gordiyon düğümü’ Firigya kralı Gordius tarafından atılan oldukça karmaşık düğümü ifade eder. Ankara’nın Polatlı bölgesinde geçtiğine inanılan bu efsanedeki düğüm, bugün çözülmesi zor, hatta imkansız soru(n)ları anlatmak için kullanılıyor. Efsaneye göre bereket tanrıçası Kibele ile evli olan Gordius, Frigya kralı olduktan sonra kağnısını Zeus’a adar ve bir tapınağa Gordiyon düğümü ile bağlar. Kahinlerin bu karmaşık düğümü açacak kişinin ileride ‘Asya’nın efendisi’ olacağını söylediği her tarafa yayılır. “Efendi” olmak isteyen herkes dener düğümü çözmeyi, ta ki İskender’e kadar…
M.Ö. 333 yılında Gordiyon’a gelen Makedon Kral, düğümün saklı uçlarını bulmaya çalıştıkça yorulur, yoruldukça sabrı tükenir. Ve beklenmedik bir hamleyle kılıcını çekip düğümü keser. Aklı değil kılıcı kullanan İskender kehanetteki gibi Asya’nın efendisi olur ancak hükümdarlığı 32 yaşında biter. Henüz 22 yaşında Yunanistan’ı fetheden İskender, döneminin en büyük imparatorluğu olan Pers İmparatorluğu’na son verdikten Hindistan’dan geri dönmüştü. İskender’in ölümü sonrasında kurduğu o büyük imparatorluk komutanları arasında pay edilir. İskender’in muhteşem başarılarının ardından çok genç yaşta ölümü, muhteşem imparatorluğunun kısa sürede parçalanması ‘Gordiyon düğümünün laneti’ne yorulur. Düğümü akıl değil, kılıç ile açtığı için…
DÜĞÜMÜ AKIL MI ÇÖZECEK, KILIÇ MI?
Tarihi hikayeler; gerçek ya da değil ama mutlaka bir şeye işaret eder. Bu hikayenin, kördüğümlerin akılla çözülmesi gerektiğini anlattığı gibi. Bugün Ortadoğu’da çözümsüzlük ve kaos ortamı için de benzer bir düğümün oluştuğunu söylemek mümkün. Bölgenin doğasına aykırı biçimde çizilen sınırlar ve yabancılaşmanın getirdiği sorunlar düğümü oluşturuyor.
Matruşka gibi iç içe geçmiş terör ve istihbarat örgütleri, ulus aşırı şirketler, iç içe geçmiş uluslararası menfaatler ve çıkar çatışmaları bu düğümü çözülmesi daha zor hale getiriyor. Mesela de facto bölünmüş olan Irak gibi bir ülkede Musul ve Kerkük petrollerinin kontrolünü dev İngiliz enerji şirketlerinin üstlenmesi ayıp olurdu. Bu nedenle IŞİD’in “fetihlerine” ilk olarak Musul’dan başlaması garip karşılanmamalıydı. Kerkük ise Suriye’de neredeyse yok olmaya mahkum bırakılan Irak Türkmenlerine bırakılamayacak kadar değerliydi. Barzani yönetimine mi bırakılmadıydı yoksa Suriye’nin kuzeyinde palazlanan, Kürtleri de kendi içinde bölen PYD’ye yol açan IŞİD’e mi teslim edilmeliydi? Belki o zaman çok göze batardı. Bu nedenle şimdilik Erbil yönetiminde olmasına tahammül edilebilirdi.
Fakat Ankara ve Erbil yakınlaşması, Türk-Kürt ilişkisini güçlendirdiği gibi enerji haritası yeniden şekillenirken yüzyıllık efendilerin belki de planlarını bozuyor, Türkiye gibi bir ülkeye manevra alanı kazandırıyordu. Mesela, Suudi Arabistan, İngiltere ve ABD birbirine iman etmiş sarsılmaz müttefikler miydi yoksa Suudi Arabistan ile ABD’nin petrol ittifakı zarar görmüş olabilir miydi? İsrail neden bu kadar sessizdi? IŞİD’e katılan vatandaşlarına bir gözünü kapatan ve terör mağduru olan Fransa’nın Suriye konusundaki hassasiyeti neydi?
Bu ilişkiler sarmalını, ya da Gordiyon düğümünü, farklı birçok soruyla daha karmaşıklaştırmak mümkün elbette. Zira yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği Ortadoğu ve küresel büyümenin yavaşladığı dünya tablosu göz önüne alındığında düğümü karmaşıklaştıranın değil çözenin “Asya’nın efendisi” olacağını öngörmek mümkün.
Irak ve Suriye özelinde bakıldığında ABD’nin sorunu çözmeye aday olduğu, ancak iki vakayı da yüzüne gözüne bulaştırdığı net bir şekilde görülüyor. Türkiye gibi güçlü bölgesel aktörlerin ise istikrarsızlaştırılarak çözümün dışında tutulduğu da… Ancak bölgesel ve küresel aktörlerin hemen hepsinin Suriye sahasında karşı karşıya geldiği dikkate alınırsa Büyük İskender misali birinin de düğümü kılıç darbesi ile çözmesi beklenebilir. Belki onu da Gordiyon düğümünün laneti bulacaktır…

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Mart Sayısında…

Dikkat çekenler...