YENİ ORDUYA DOĞRU UYGUN ADIM MARŞ

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çağın gereklerine göre yeniden yapılandırılması ihtiyacı uzun süredir hep gündemdeydi ancak 15 Temmuz’da yaşadığımız büyük şok süreci hızlandırdı. Kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması, Jandarma’nın ve Sahil Güvenlik’in ordu bünyesinden çıkarılması, Milli Savunma Üniversitesi kurulması gibi devrim niteliğinde adımlar atılıyor ancak daha yapılacak çok şey var. Uluslararası ittifakların çözülmesi, hemen güneyimizde sürekli istikrarsızlık yaratan devletsiz iki büyük ülkenin varlığı, somut tehditlerin düzenli ordulardan ziyade terör örgütlerinden gelmesi gibi faktörler yeni güvenlik stratejisinin dikkate alması gereken temel gerçekler olarak önümüzde duruyor. 

Mehmet Ali Doğan

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) çağın gereklerine uygun olarak modernize edilmesi ve yeni tehdit algıları doğrultusunda yeniden yapılandırılması amacıyla çalışmalara hız verilmeye başlandı. Genelkurmay, Milli Savunma Bakanlığı ve ilgili diğer tarafların son yıllarda hazırladığı taslaklardan yararlanılarak yapılan çalışmalar işin tüm boyutlarını göz önünde bulunduruyor. Gerek TSK içinde üst düzey komutanların, gerekse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çeşitli vesilelerle gündeme taşıdığı, ordunun yeniden yapılandırılması konusuna özellikle FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yoğunlaşıldı. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, yeniden yapılandırma çalışmalarında iki noktanın özellikle göz önünde bulundurulduğunu ifade ediyor. Biri, NATO ittifakının yapısına ve ruhuna uygunluk, diğeri ise darbe girişimlerine kimsenin yeltenemeyeceği bir ortam yaratacak denetim mekanizmalarının oluşturulması.

AMAÇ PROFESYONEL VE HAREKET KABİLİYETİ YÜKSEK ORDU

TSK’nın zaman içinde bütünüyle profesyonel hale gelmesi, esnek ve hareket kabiliyeti yüksek birliklerden oluşması, teknolojik kapasitesinin artırılması, orta-uzun menzilli füze gücüne sahip olması, donanmanın Akdeniz’deki gücünün takviye edilmesi gibi başlıklar askeri, siyasi ve akademik çevrelerce tartışılmaya başlandı.
BM Eski Güvenlik Danışmanı ve Bölgesel Güvenlik Analisti Ediz Ekinci, ülkenin ve milletin geleceği ve düzeni açısından konunun derinlemesine tartışılmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Her ülkenin kendi özel durumlarına göre ordunun şekillendiğini belirten Ediz Ekinci, “Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve güvenlik ortamının gerektirdiği güvenlik sektörü yapılanması ve ihtiyaçları çerçevesinde ilk önce düşünülmesi gereken husus karşı karşıya olduğumuz çoğunlukla belirsiz tehdit durumlarını karşılayacak yetenek ve kapasitenin geliştirilmesi, kurumlar arası etkin koordinasyon ve stratejik siyasi düzeyde askerin sivil ve demokratik kontrolünü sağlayacak mekanizmaların kurulması” gereğine dikkat çekiyor.

Devamı Derin Ekonomi Aralık 2016 sayısında …

Dikkat çekenler...