21. YÜZYILDA TEKNOLOJİNİN ULAŞILABİLİR OLMASIYLA DEVLETLERİN UZAY REKABETİNE ŞİRKETLER DE DAHİL OLDU. TİCARİLEŞEN “UZAY 2.0” ÇAĞINDA REKABETE DAHİL OLMAK İSTEYEN TÜRKİYE, İLK ASTRONOTUNU UZAYA GÖNDEREREK MİLLİ UZAY PROGRAMI’NIN MİHENK TAŞLARINDAN BİRİNE ULAŞTI. HENÜZ YOLUN BAŞINDA OLSA DA TÜRKİYE’NİN UZAY YATIRIMLARININ 329 MİLYON DOLARA ULAŞTIĞI HESAPLANIYOR. 2023 YILINDAKİ KÜRESEL UZAY YATIRIMLARI İSE 117 MİLYAR DOLAR OLDU. 2024’E KADAR 1 TRİLYON DOLARLIK PAZAR HACMİ ÖNGÖRÜLEN UZAY SEKTÖRÜNDE, 2030’A KADAR YÜZDE 180’LİK BÜYÜME BEKLENİYOR.
ERDİ YILMAZ
2000’li yılların başında başlayan ticari uzay dalgası ile devletlerin hakimiyetinde olan uzay şirketlerin de rekabet alanına girdi. Uzay artık, devlet ihaleleri arayan teknoloji üreticileri ve uzay sektörüne yatırım yapan kuruluşlar ve sektördeki diğer paydaşlar dahil olmak üzere çok çeşitli hedef kitleleri barındırıyor. Şu anda uzaya çıkan ülkeler aynı zamanda dünyadaki sermayenin de yaklaşık yüzde 75’ini elinde tutuyor. Uzayın bir güç arenası olması şaşırtıcı değil, zira bugünden devreye alınan projeler gelecek 50 yıldaki rekabete yön verecek teknolojileri de beraberinde getiriyor. Bundan 10 yıl öncesine gittiğimizde ise “Yeni Uzay” olarak da bilinen çağın katlanarak geliştiği bir döneme girdiğimizi görebiliriz. Ticari uzaydaki hızlanma temelde iki şirketin öncülüğünde oldu; ilk uydu takımyıldızı geliştiricileri olan Greg Wyler’in OneWeb’i ve Elon Musk’un Starlink’i sayesinde. Öyle ki yörüngede olan uyduların yarıya yakını son üç yılda fırlatıldı.
TÜRKİYE YENİ UZAY ÇAĞINA ADIM ATTI
Türkiye de, yeni uzay çağında rekabete dahil olmak için projelerini hayata geçirmeye başladı. Milli Uzay Programı kapsamında Alper Gezeravcı’nın ilk Türk astronot olması sağlandı. Gezeravcı, görevi sırasında 13 bilimsel deneye imza attı. Gözler şimdi de ikinci Türk astronot adayı Tuva Cihangir Atasever’e çevrildi. Nisan ayında 80 kilometrelik bir yörünge altı uçuş için uzaya çıkacak Atasever, bu seyahatinde 7 bilimsel deney yapacak.
Bu tür projeler, hükümetlerin uzayı hem sivil hem de savunma amaçlarına hizmet eden ulusal sosyo-ekonomik faydalar için değerli bir yatırım olarak kabul ettiğinin altını çiziyor. Ticari gelirden daha çok pay alma çabası ise artık kamu bütçelerinin yanı sıra özel sektör finansmanını da sektöre dahil ediyor ve bu da sektörü hızla büyütüyor. Stratejik uzay danışmanlığı firması Euroconsult’a göre, Türkiye’nin 2023 yılı itibarıyla uzay programı harcamalarının 329 milyon dolara ulaştığı hesaplanıyor. Geçtiğimiz yıl dünyadaki toplam uzay yatırımı ise bir önceki yıla göre yüzde 15 artarak 117 milyar dolara yükseldi.
Ulusal sıralama açısından ABD, 2023’te uzay faaliyetlerine 73 milyar dolardan fazla tahsis ederek, uzaya yapılan devlet yatırımlarında en üst sırada yer alıyor. Ancak ABD’nin küresel payı 2000’de yaklaşık yüzde 75 iken 2023’te yüzde 63’e kadar düştü. Bu dönemde Avrupa’nın harcamalardaki payı önemini korurken, Asya’nın payı Çin’deki yatırımlarının etkisiyle 2000’li yılların başından bu yana neredeyse iki katına çıktı. Geleceğe bakıldığında, hükümetlerin uzay bütçelerinin artmaya devam etmesi bekleniyor. Morgan Stanley’in araştırmasına göre, küresel uzay sanayisinin 2040 yılına kadar yıllık 1 trilyon dolarlık hacme ulaşacağı hesaplanıyor. 2030’a kadar da yüzde 180’lik bir büyüme bekleniyor.
YAKIN UZAY VE AY’IN TİCARİLEŞMESİ YAKINDA
Söz konusu ticari hacmi büyütecek en önemli alan ise Ay olacak. Halihazırda 20’den fazla ülke 2030’a kadar insanlı veya insansız bir Ay misyonu üzerinde çalışma yürütüyor. ABD, Artemis anlaşması çerçevesinde Ay’da kalıcı bir üs kurmayı planlıyor. Ayrıca burayı hem Mars yolculuğu için bir durak hem de değerli madenlerin çıkarılacağı bir yer olarak görüyor. Çin de Ay’ın güney kutup bölgesinde nükleer enerji ile çalışacak Ay üssünü 2028’de aktif hale getirmek istiyor. Ticari uzayın bir diğer ayağını oluşturan özel sektör de yarış halinde. Elon Musk’ın SpaceX ve Jeff Bezos’un Blue Origin şirketleri Artemis projesi için Ay yüzeyine NASA astronotlarını taşıyacak iniş sistemini tasarlama projesini yürütüyor. Aynı zamanda bu şirketler uzay turizminin gelişmesine de öncülük ediyor.
Uzay araştırmacıları artık Ay’ı bu hazırlıklar ışığında yeni ticari rekabet alanı olarak öngörüyor. Henüz uzak bir hedef olsa da ABD, Rusya ve Çin, Ay madenciliği için kolları sıvadı. PWC’nin uzay raporuna göre, Ay’daki inşaat sektörünün potansiyeli 2040 yılı itibarıyla 216 milyon dolar olacak. Özel sektör de Ay’daki çalışmalar için GPS ve Wi-Fi kurulması gibi yan sektörlere yatırımları başlattı. NASA ile 14 milyon dolarlık anlaşma yapan Nokia, Ay’a bu yıl 4G hattı taşımayı planlıyor. Bu ve benzeri projeler ise 160 milyar dolarlık bir Ay ekonomisi oluşturacak hacme işaret ediyor.
ÖZEL TÜRK ŞİRKETLERİ UZAY REKABETİNDE
Uydu alanındaki başarısına ilk insanlı uzay misyonunu ekleyen Türkiye de gözünü “Derin Uzay” ve Ay Projesi’ne çevirdi. Ay Projesi için hibrit itki sistemi, uçuş bilgisayarı ve pek çok yerli uydu ekipmanı geliştiriliyor. Bu kapsamda Ay yüzeyine sert iniş yapacak uzay aracı, milli imkanlarla üretilecek. Ayrıca yeni nesil uydu geliştirme alanında dünyayla rekabet edebilecek ticari bir marka çıkarılması hedefler arasında. Ay’a ilk sert iniş denemesi birkaç yıl içerisinde planlanırken, Türksat 6A ise bu yılın ikinci yarısında uzaya fırlatılacak.
Devamı Z Raporu Dergisi Mart 2024 sayısında…